GÜNDEME BAĞLILIK İLKESİ
Anonim ortaklık genel kurulunda ilan edilen gündemde yazılı bulunan hususlar hakkında görüşme açılabilir ve karar verilebilir. Kural olarak gündemde bulunmayan konular genel kurulda görüşülemez ve karar alınamaz (TTK m. 413/2). Buna “gündeme bağlılık ilkesi” denilmektedir. Buna göre, görüşülecek konuların içeriklerinin önceden tespit edilip gündeme açıkça yazılması gerekir. aksi halde, lüzum görülecek sair hususlar şeklinde bir gündem maddesi tespit etmek mümkün değildir. Konu gündeme açıkça yazılmalıdır.
Ancak, GTB’nin 28.11.2012 tarihli AŞ. Gen Kurul Yönetmeliğine göre, gündemde madde bulunmasa bile, yolsuzluk, yetersizlik, bağlılık yükümünün ihlali, birçok şirkette üyelik sebebiyle görevin ifasında güçlük, geçimsizlik, nüfuzun kötüye kullanılması gibi haklı sebeplerin varlığı halinde yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması ve yerine yenilerinin seçilmesi hususları genel kurulda hazır bulunanların oy çokluğuyla gündeme alınır (Yön. M. 25/1 ç). Ancak hemen belirtelim yönetmelikteki bu hükmü, TTK m. 364’deki, “Yönetim kurulu üyeleri….gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı halinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler” hükmü ile uyumlu olmadığından, uygulama alanı yoktur, çünkü Kanunda açıkça “haklı sebeplerin varlığı halinde YK üyeleri gündeme madde konulmasına gerek olmaksızın, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabileceği” öngörülmektedir. Dolayısıyla bu konuda, gündeme madde konulmasına gerek yoktur.
Gündem maddelerinin görüşülme sırasının değiştirilmesi konusunda toplantıda hazır bulunan oyların çoğunluğunun kararıyla gündem maddelerinin görüşülme sırası değiştirilebileceği öngörülmektedir(GTB AŞ. Gen. Kurul Yön. M. 25/2).
Ancak, gündemde yer alan bir madde genel kurulda müzakere edilerek oylanmış ve karara bağlanmışsa, hazır bulunanların oy birliği ile karar verilmedikçe yeniden görüşülüp karara bağlanamaz (GTB AŞ. Gen. Kurul Yön. M. 25/3).
GÜNDEME BAĞLILIK İLKESİNİN İSTİSNALARI
1.HAKLI SEBEPLERİN VARLIĞINDA YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN GÖREVDEN ALINMASI
Bu konuya ilişkin yeni düzenlemede bir takım hükümleri sevkedilmiştir. Yönetim kurulunun genel kurulca görevden alınmasıyla ilgili olarak TTK m. 364 hükmünde, “Yönetim kurulu üyeleri, esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı halinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler. Yönetim kurulu üyesi olan tüzel kişi, kendi adına tescil edilmiş bulunan kişiyi her an değiştirebilir.” Yeni yasanın bu hükmü dikkate alındığında, yönetim kurulu üyelerinin genel kurul tarafından görevden alınabilmesi için, ilke olarak bu konuda gündemde bir maddenin bulunması ve dolayısıyla “gündeme bağlılık ilkesine” uyulması gerektiği anlaşılmaktadır. Buna göre, görev süreleri dolmayan yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi, kural olarak yılsonu finansal tabloların müzakere edildiği “olağan genel kurul toplantısı”nda ve daha önceden gündemde bulunması koşuluyla gerçekleştirilir. Ancak olağan veya olağanüstü genle kurul gündeminde yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmasına ilişkin bir madde bulunmamakla birlikte, görüşmeler esnasında yönetim kurulunun görevden alınmasını gerektirecek haklı bir sebebin ortaya çıkması halinde, gündeme alınmasına gerek kalmaksızın genel kurula yönetim kurul üyelerinin görevden alabilir ve yerine yenilerini seçebilir.
Ayrıca Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 28.11.2012 tarihli “AŞ Genel Kurullarına İlişkin Yönetmeliğinde” de, yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi hususları yılsonu finansal tabloların müzakeresi maddesiyle ilgili sayılır ve gündemde konuya ilişkin madde bulunup bulunmadığına bakılmaksızın istem halinde doğrudan görüşülerek karar verileceği öngörülmektedir(m. 25/1c). Ayrıca gündemde madde bulunmasa bile yolsuzluk, yetersizlik, bağlılık yükümünün ihlali, birçok şirkette üyelik sebebiyle görevin ifasında güçlük, geçimsizlik, nüfuzun kötüye kullanılması gibi haklı sebeplerin varlığı halinde, yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması ve yerine yenilerinin seçilmesi hususları genel kurulda hazır bulunanların oy çokluğuyla gündeme alınır (Yön. M. 25/1 ç).
Yönetim kurlunun görevden alınması ve seçimiyle ilgili olarak Yüksek Mahkemenin eski TTK ile ilgili son içtihatlarında da, gündeme bağlılık ilkesine üstünlük tanıyan görüş benimsenmişti. Buna göre YK üyesi için gündemde görevden alma ve seçim maddesi yoksa, genel kurulca görevden alınamazlar, yerlerine de yeni üyeler için seçim yapılamazdı. Belirtmek gerekir ki, yeni düzenlemede de öngörüldüğü üzere, haklı bir sebebin varlığı yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması için gündeme bağlılık ilkesinin bir istisnasını teşkil etmektedir.
Öte yandan TTK m. 413/3 hükmüne göre; “yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi yıl sonu hesaplarının müzakeresi maddesiyle ilgili sayılır”. Yeni olan bu maddenin anlamı şudur: genel kurul yılsonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun ortaya koyduğu sonuçlardan memnun kalmamışsa, yönetim kurulunu değiştirebilmelidir; icraatı beğenilmeyen yönetim kurulu süre endişesiyle görevde tutulmamalıdır. Anılan bu madde hükmünün, TTK m. 364/1’deki “önemli sebeplerin varlığı halinde gündemde madde bulunmasa bile, her zaman genel kurul kararıyla görevden alınabilir” hükmünü tamamladığı söylenebilir, çünkü genel kurulun yönetim kurulunca açıklanan finansal tablolardan ve yıllık faaliyet raporlarında memnun olmaması “önemli bir sebep” teşkil eder.
Yargıtay, 6762 sayılı TTK m. 377 (yeni TTK m. 420) hükmü uyarınca bilanço görüşmelerinin azınlığın talebi üzerine bir ay sonraya ertelenmesi halinde, yeni YK üyeleri ve denetçi seçimini bilanço ila bağlantılı görmemekteydi. Nitekim 11. Hukuk Dairesi bir kararında aynen; “TTK’nın 377. Maddesi uyarınca ekseriyeten veya şirket sermayesinin onda birine sahip olan azınlığın gerekçesiz dahi olsa talebi üzerine bilançonun tasdiki hakkındaki müzakere ve bununla bağlantılı görüşmelerin bir ay sonraya bırakılması zorunlu olup, bunların dışında bilançoyla ilgili olmayan hususların görüşülerek karar alınması mümkün” olduğuna hükmetmiştir. Ancak TTK m. 413/3 ‘deki, “yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi yılsonu finansal tabloların müzakeresi maddesiyle ilgili sayılır” hükmü karşısında, Yargıtay’ın bu yoldaki içtihadının artık geçer olmadığı kanısındayım.
Yönetim kurulunun genel kurulca görevden alınması ve yeniden seçimine ilişkin gündeme bağlılık ilkesinin, bir başka istisnası da, genel kurulun TTK m. 416 hükmü uyarınca çağrısız olarak toplanması halinde söz konusu olur. Bu madde hükmüne göre, bütün payların sahipleri veya temsilcileri aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı varolduğu sürece karar alabilirler.
6762 sayılı yasaya uyulmasında da genel kurul tüm pay sahiplerinin veya temsilcilerinin huzuruyla toplanmış ve hiç biri de itiraz etmemişse, YK üyelerinin azli ve seçimi maddesi gündeme oy birliği ile alınıp, yerlerine yeni üyelerin seçilmesi mümkündür. Yargıtay’ın içtihadı da bu yöndeydi. Çünkü bu halde tüm pay sahipleri veya temsilcileri toplantıda hazır olduklarından ne pay sahipleri ne de yönetim kurulu üyeleri için gündem maddesi yönünden sürpriz bir durum yoktur ve bir oldu bitti ile karşı karşıya kalma durumu da söz konusu değildir. Ancak yeni Kanundaki “haklı bir sebebin varlığı halinde, gündemde madde bulunmasa bile, yönetim kurulu üyeleri genel kurul tarafından her zaman görevden alınabilir” hükmü karşısında, görevden almanın gündeme alınmasının genel kurula önerilmesine ve oy birliği ile kabul edilmesine gerek olmaksızın YK üyelerinin haklı bir sebebin varlığında görevden alınabilecektir.
2.GENEL KURUL TOPLANTISININ ERTELENMESİ
Gündeme bağlılık ilkesinin ikinci istisnası, TTK m. 420/1 hükmünde esas sermayenin 1/10’unu halka açık anonim şirketlerde 1/20’sini oluşturan azınlığa tanınmış olan, finansal tabloların müzakeresinin ve buna bağlı konuların bir ay sonraya bırakılmasıdır. Azınlığın bu yoldaki istemi, genel kurulda oylamaya sunulmaksızın, toplantı başkanının kararıyla karara bağlanır ve keyfiyet 414. Maddenin 1. Fıkrasında yazılı olduğu şekilde pay sahiplerine ilanla bildirilir. Ayrıca azınlık ilk erteleme için gerekçe göstermek zorunda değildir ve erteleme hakkının kullanılması hakkın kötüye kullanılması olarak da nitelendirilemez.
6762 sayılı yasa döneminde tartışmalı hususlardan biri de bilanço görüşmelerinin ikinci defa ertelenip ertelenemeyeceğiydi. Yeni düzenlemede bu boşluk yasal bir hükümle doldurularak açıklığa kavuşturulmuştur. Buna göre azınlığın istemiyle bir defa ertelendikten sonra bilanço müzakerelerinin tekrar geri bırakılmasının talep olunabilmesi için, bilançonun itiraza uğrayan ve tutanağa geçmiş bulunan noktaları hakkında, ilgililer tarafından, dürüst hesap verme ilkeleri uyarınca cevap verilmemiş olması şarttır(TTK m. 420/2). Dürüst hesap verme ilkesi, pay sahiplerinin fikirleri olsun diye değil hem özenli hem de hesap verme ilkelerini kapsayan bir aydınlatmadır. Buna göre, denetlemeye ve dolayısıyla pay sahiplerinin hakları bilinçli bir şekilde kullanmasına olanak sağlayacak rakamların, olguların ve sonuçların, özenli, doğru ve gerçeğe uygun olması gerekir. Özenli demek, baştan savma nitelikte olmayan, sorunun tam karşılığını taşıyan, ilgisiz konuları içermeyen anlamındadır. Ayrıca, gerçeğe uygunluk, aynen gerçeği yansıtan doğru, yalan ve aldatıcı olmayan bilgiler kastedilmektedir.
3.PAY SAHİPLERİNİN ÖZEL DENETİM İSTEMESİ
Gündeme bağlılık ilkesinin diğer bir istisnası da TTK m. 438 hükmünde düzenlenmiştir. Buna göre, her pay sahibi pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. Genel kurul özel denetçi istemini onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi 30 gün içinde mahkemeden bir özel denetçi tayin edilmesini talep edebilir (TTK m. 438/2).
Özel denetçi istemine ilişkin bir diğer düzenleme de TTK m. 439 hükmünde öngörülmüştür. Buna göre, genel kurulun özel denetçi talebini reddetmesi halinde, sermayenin en az onda birini (1/10), halka açık anonim şirketlerde yirmide birini (1/20) oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamının en az bir milyon TL olan pay sahipleri üç ay içinde mahkemeden özel denetçi atanmasını isteyebilirler. Azınlığın ve yasada öngörülen bir milyon itibarî değerde paya sahip olan pay sahibinin özel denetçi istemine ilişkin bu hakkı da, gündeme bağlılık ilkesinin ayrıcalıklarındandır.
4.KURULUŞ VE SERMAYE ARTIRIMINDA YÖNETİM KURULU VE DENETÇİLERİN İBRASINA ENGEL OLUNMASI
Gündeme bağlılık ilkesinin üçüncü istisnası, 559. Maddesinde azınlığa tanınmış olan yöneticilerin ve denetçilerin ibrasına engel olabilmesidir. Buna göre, kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, denetçilerin, şirketin kuruluşundan ve sermaye artırımından doğan sorumlulukları, şirketin tescili tarihinden itibaren dört yıl geçmedikçe sulh ve ibra yoluyla kaldırılamaz. Bu sürenin geçmesinden sonra da sulh ve ibra ancak genel kurulun onayıyla geçerlilik kazanır. Bununla beraber, esas sermayenin onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahipleri sulh ve ibranın onaylanmasına karşı iseler, sulh ve ibra genel kurulca onaylanmaz(TTK m.559).
Bu istisnalar dışında gündemde olmayan konular görüşülemez ve bir karar alınamaz (TTK m. 413/2). Aksi halde, gündeme sonradan alınan ve karara bağlanan hususların iptali dava edilebilir.