ANONİM ŞİRKETLERDE YÖNETİM KURULU KARARLARININ GEÇERSİZLİĞİ VEYA BATIL OLMASI
Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil edilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 374. maddesi uyarınca yönetim kurulu, kanun ve esas sözleşme ile genel kurul yetkisinde bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında karar almaya yetkilidir. Şirketin diğer zorunlu organı ise genel kuruldur. Genel kurul, belirli aralıklarla olağan ya da olağanüstü toplanabilen ve faaliyetleri süreklilik arz etmeyen bir organ olduğu halde; yönetim kurulu daimi bir organ niteliğindedir. Yönetim kurulu, şirketin idaresi ve temsili için gereken her durumda kararlar alır ve durumun gösterdiği özelliğe göre bu kararları derhal uygular. Yönetim kurulunun karar ve kararlar dışındaki diğer hukukî işlemleri birçok kişiyi etkileyebilir. Bu kişiler arasında pay sahipleri, şirket alacaklıları, şirkete borçlu olanlar ve hatta kararın alındığı anda şirket ile hiçbir ilgisi bulunmayan ancak ileride şirkete ortak olması muhtemel kişiler bulunabilir. Yönetim kurulu, sonuçlarını şirket içi ilişkilerde doğuracak kararlar alabileceği gibi; şirketi temsil vazifesinin bir sonucu olarak şirket adına üçüncü kişilerle hukukî ilişkiler de kurabilir. Yönetim kurulu, anonim şirketin iktisadî geleceğini derinden etkileyecek ya da anonim şirket olma vasfını değiştirecek kararlar da alabilir.
Gerek yönetim kurulunun yetki ve görevlerini kullanabileceği hareket alanının çeşitliliği, gerekse yönetim kurulu tarafından alman kararların etki alanının genişliği, bu kararların hukuka uygunluğunun denetimi oldukça önemli kılmaktadır. Anonim şirketin iktisadî işlevi dolayısıyla, başkalarına ait bir malvarlığını idare eden yönetim kurulunun aldığı kararların, söz konusu iktisadî değerlerin asıl sahibi olan pay sahiplerinin menfaatlerini koruyucu olması, şirketle ilişkili olan üçüncü kişilerin menfaatlerini hukuka aykırı olarak ihlal etmemesi ve anonim şirkete özelliğini veren temel ilkelere aykırı olmaması gerekir.
Türk ticaret kanunundaki yeniliklerden biride genel kurul karalarında olduğu gibi yönetim kurulunun da batıl(geçersiz kararlarının açık olarak tek tek sayılmış olmasıdır. Geçerli bir yönetim kurulu kararından bahsede bilmek için TTK nun 390. Madde hükmünde ön görülen şekil ve nisaplara ilişkin şartlara uyulmuş olması gerekir. Aksi takdirde geçerli bir yönetim kurulu kararından bahsedilemez.
MADDE 390- (1) Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de uygulanır.
(2) Yönetim kurulu üyeleri birbirlerini temsilen oy veremeyecekleri gibi, toplantılara vekil aracılığıyla da katılamazlar.
(3) Oylar eşit olduğu takdirde o konu gelecek toplantıya bırakılır. İkinci toplantıda da eşitlik olursa söz konusu öneri reddedilmiş sayılır.
(4) Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kâğıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir.
(5) Kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş olmalarına bağlıdır, denilmektedir.
Dolayısı ile geçerlilik şartlarından birincisi yasada veya esas sözleşmede öngörülen toplantı ve karar yeter sayılarına uyulmuş olmasıdır. Bu kurala uyulmadan alınan yönetim kurulu kararları yok hükmünde dir.
Yönetim kurulu kararları bir hukuki işlem olmaları nedeni ile öz bakımdan geçerliliği genel hükümlere tabidir. Yönetim kurulu kararları 6098 sayılı Türk Borçlar kanunun 27, maddesi hükmü anlamında emredici kurallara kamu düzenine ahlaka ve kişilik haklarına aykırı olamayacağı gibi konusunda da imkansız olmaması gerekir. Bu kurallara aykırı olan yönetim kurulu kararları hükümsüz olup aleyhine tespit davası açılabilir. Buna göre yönetim kurulu üyelerinden biri veya bir kaçı toplantıya çağrılmadan veya toplantıya yönetim kurulu üyesi temsilcisi katılmış ise ve yönetim kurulu üyelerinden biri bir diğerinin yerine temsilen oy kullanmış ise o yönetim kurulu kararları batıl olur. Batıl olan yönetim kurulu kararlarına karşı her pay sahibi butlanın veya geçersizliğin tespiti için dava açabilir.
Batıl yönetim kurulu kararlarıyla ilgili davanın herhangi bir süreye bağlı kalmaksızın her zaman ileri sürülebilir. Ancak ortaklıklar hukukunda uzun yıllar sonra geçersizliğin ileri sürülmesi durumunda hukuk güvenliğinin bozulacağı gerekçesi ile sadece istisnai hallerde karar verilmesinin yerinde olduğu görüşü benimsenmiştir. Bu itibarla haklı ve yerinde olarak gerek öğretide gerekse uygulamada butlanın uzun süre geçtikten sonra ileri sürülmesi Medeni Kanunun 2. Maddesindeki dürüstlük kuralı çerçevesinde haklı görülmemektedir.
TTK nun 391/1 madde hükmüne göre butlan yönetim kurulu kararları ise;
MADDE 391- (1) Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle;
a) Eşit işlem ilkesine aykırı olan,
b) Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen,
c) Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren,
d) Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin,
kararlar batıldır.
A) Yönetim Kurulunun Eşit işlem ilkesine aykırı Kararları;
Eşit işlem ilkesi; Aynı koşullar altında tüm pay sahiplerine eşit davranılması eşit muamele yapılmasını ifa eder. Örneğin genel kurulda sermaye artırım kararı alınırken bazı pay sahiplerinin olumsuz oy kullanmaları veya başka bir nedenle yönetim kurulunun yeni çıkarılacak paylarla ilgili olarak bu kişilere rüçhan hakkını kullanma hakkının kullandırılmaması veya bakiye sermaye borcu talep edilirken bazı pay sahiplerinden borcun tamamı istenirken bazılarından eksik istenmesi eşitlik ilkesine aykırı işlemler batıldır. Anonim şirketler hukukunda kural olarak çoğunluk ilkesi geçerlidir.
Eşit işlem ilkesi yükümlülüğüne tabi olanlar, şirketin iki organı olan genel kurul yönetim kurulu ve organ konumunda olan görevlilerdir.
Eşit işlem ilkesinin mutlak olarak uygulanacağı kişiler; pay sahipleri ve malvarlığı hakları açısından intifa hakkı sahipleri yararlanır üçüncü kişilerin eşit işlem ilkesine dayanması hususunda hakları yoktur. İstisnası pay sahibi olmamasına rağmen hisse senedi ile değiştirilebilir. Tahvil ihracında bu borçlanma senetlerini satın alan kişilerin değiştirme veya opsiyon haklarının olmasıdır. Eşit işlem ilkesinin mutlak olarak Pay sahiplerinin özellikle koruyucu nitelikteki haklarına uygulanır.
B) Anonim şirketin Temel yapısına veya sermayenin korunması İlkesine uymayan kararlar;
Anonim şirketin tanımına pay sahibinin hakları ve borçlarına ilişkin düzene ve organsal yapıya uymayan veya sermayenin korunması ilkesine aykırı olan kararlardır. Örneğin anonim şirketlerde pay sahiplerinin borcuyla ilgili olarak geçerli olan tek borç ilkesine aykırı olan pay sahiplerine taahhütleri dışında ek yükümlülük veya kişisel sorumluluk getiren kararlar veya genel kurula katılma ve oy vermede pay sahipleri veya temsilcileri yerine delege veya mektupla oy kullanma veya her pay sahibi için veto hakkı getiren haller, yönetim kurulunun bilanço karının dağıtılmasına karar vermesi anonim şirketin temel yapısına veya organlar arası görev dağılımına uymayan örnekler olarak sayılabilir.
Sermayenin korunması hükümlerine aykırılığa örnek olarak itibari değerin altında yeni pay ihraç edilmesine ilişkin olarak genel kurula sunulan yönetim kurulu teklifi veya şirketin kasasından ödenmek üzere pay sahiplerine şirketten çıkma hakkı tanıması gibi.
C) Pay sahibinin Vazgeçilmez Nitelikteki Haklarını İhlal eden Veya Bunların Kullanılmalarını kısıtlayan veya güçleştiren kararlar;
Bireysel hak sahipliği hakları pay sahiplerinin rızası ile de olsa onlardan alınamaz ve vazgeçilemez niteliktedir. Bu haklarda sadece pay sahiplerinin çıkarları mevcut olamayıp aynı zamanda anonim şirketin tüzel kişilik yapısının da hakları mevcuttur. Bu nedenle bu haklar pay sahiplerinin bireysel tasarruf serbestisine tabi değildir. Vazgeçilmez haklar genel olarak Yönetim ve genel kurula katılım kararlarının tespiti veya iptalinin dava edilmesi, genel kurula katılma ve buna bağlı olan diğer haklar, Yönetim kurulu ve diğer yöneticiler hakkında sorumluluk davası açma gibi haklardır. Bu hakların kullanılmalarının sınırlandırılması veya güçleştirilmesi mümkün olmadığı gibi bu yolda alınmış yönetim kurulu kararları da geçersizdir.
D) Diğer organların Devredilemez yetkilerine Giren konulardaki Kararlar;
Yasada anonim şirketlerin her organının devredilemez nitelikteki yetki ve görevleri sayılmıştır.
Yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri şunlardır:
a) Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi.
b) Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi.
c) Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması.
d) Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları.
e) Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst gözetimi.
f) Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi.
g) Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması.
TTK nun 408./2 madde hükmüne göre genel kurulun devredilemez görevler ve yetkiler saklı kalmak üzere, genel kurula ait aşağıdaki görevler ve yetkiler devredilemez:
a) Esas sözleşmenin değiştirilmesi.
b) Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları.
c) Kanunda öngörülen istisnalar dışında denetçinin seçimi ile görevden alınması. [*]
d) Finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinde tasarrufa, kâr payları ile kazanç paylarının belirlenmesine, yedek akçenin sermayeye veya dağıtılacak kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması.
e) Kanunda öngörülen istisnalar dışında şirketin feshi.
f) Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı gibi.
Organların devredilemez nitelikteki bu görev ve yetkilerinin diğer bir organ tarafından kullanılması mümkün değildir. Alınırsa kararlar batıl dır. Mesela Yönetim kurulunun Kar payı dağıtımı kararı alması, Yönetim kurulunun huzur hakkı ve ücretlerinin belirlenmesi gibi.
Sonuç olarak diyebiliriz ki; Eski Türk Ticaret kanunda yer almayan eşit işlem ilkesi 6102 sayılı Türk Ticaret kanunda yerini bulmuş ve kurumsallaşma ve sorumluluk konusunda pay sahiplerine güven sağlamıştır.