ANONİM ŞİRKETLERDE YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN GENEL KURULDA BULUNMASI ZORUNLU MUDUR? BULUNMAMASI GENEL KURUL KARARLARINI ETKİLER Mİ?
TTK m. 407/2 hükmü uyarınca, murahhas üyelerle en az bir yönetim kurulu üyesinin genel kurul toplantısında bulunması şarttır. Kanunun bu ifadesinden, icra yetkisini haiz olan YK üyelerinin(murahhas üyelerin) tamamının ve icra yetkisi olmayan en az bir YK üyesinin genel kurula katılması şart olmaktadır. Buna karşın, eski YK üyelerinin genel kurula katılma yükümlülüğü olmadığı gibi, pay sahibi olmaması ve bir pay sahibini de temsil etmemesi durumunda genel kurula katılmazlardı.
Genel kurula katılmak zorunda olan yönetim kurulu üyelerinin bu yükümlülük, pay sahiplerinin m. 437’de öngörülen “genel kurulda bilgi alma hakkı”yla ilgilidir. Buna göre, pay sahipleri, şirketin içinde bulunduğu durum hakkında bir yargıya varabilmek ve özellikle pay sahipliği haklarını bilinçli bir şekilde kullanabilmek için, genel kurulda, yönetim kurulundan şirketin işleri hakkında bilgi isteyebilir ve çeşitli sorular sorabilirler. Soruların muhatabı, icra yetkisini haiz YK üyesi olarak doğrudan murahhas üyeler ile icra yetkisini haiz olmayan, ancak hisse senetleri borsada işlem gören anonim şirketler de, denetim komitesi üyesi olan YK üyesi; halka açık olmayan anonim şirketlerde ise, icra yetkisini haiz olmayan ve gözetim görevi olan YK üyesidir. Ayrıca, anonim şirket ile yönetim kurulu arasındaki hukuki ilişki nedeniyle, şirketi temsil yükümlülüğü sadece dış ilişkilerde değil, genel kurul toplantılarında pay sahiplerine ve diğer katılanlara karşı da olduğundan, yöneticinin Genel Kurul toplantılarında bizzat hazır bulunmak zorunda olduğu sonucu ortaya çıkar. Aksi halde, genel kurul toplantısında anonim şirketin temsil edilmemesi söz konusu olur ve şirketin sevk ve yönetimiyle ilgili sorulara muhatap bulunamaz.
Murahhas üyelerle Yönetim Kurulu üyelerinden en az birinin, aynı şekilde denetçinin Genel Kurul toplantısında hazır bulunmaması, kural olarak, genel kurul kararlarının oluşmasını ve geçerliliğini etkilemez. Ancak, toplantı başkanlığı seçiminden sonra, gündem maddelerinin müzakeresi öncesinde pay sahiplerinden birinin bu duruma itiraz etmesi ve bu itirazın toplantı başkanlığınca ve genel kurul kararıyla ret edilmiş olması halinde, itirazın tutanağa geçirilmesi kaydıyla, genel kurul kararlarının tümünün iptali gerekir. Çünkü hiçbir murahhas üyenin ve en az bir Yönetim Kurulu üyesinin genel kurulda hazır bulunmaması durumu, pay sahiplerinin genel kurulda bilgi alma hakkının doğrudan ihlali anlamında olup mutlak bir iptal sebebi teşkil eder. Dolayısıyla, itiraz eden pay sahibinin paylarından doğan oy haklarının alınan kararlarda etkili olup olmadığının araştırılmasına gerek yoktur.
Ancak, yeni düzenlemede Yönetim Kurulu üyelerinin pay sahibi olması zorunluluğu kaldırıldığından, pay sahibi olmayan Yönetim kurulu üyeleri, herhangi bir pay sahibinden temsil yetkisi de almamışlarsa, doğal olarak oy kullanamazlar. TTK m. 334. hükmü uyarınca, esas sözleşmede hüküm bulunması kaydıyla, konusu kamu hizmeti olan anonim şirketlerin yönetim kurullarında temsilci bulundurma hakkı verilen kamu tüzel kişilerinin temsilcileri de, Yönetim Kurulu üyesi sıfatıyla genel kurul toplantısına katılabilirler.
Sonuç olarak, Genel kurul üyelerinin bilgi alma hakkına istinaden yönetim kurulu üyelerinin genel kurulda bulunmaması halinde herhangi bir itiraz söz konusu olmaz ise genel kurul kararları geçerlidir. Ancak üyelerden birini itirazı ile genel kurul iptal edilebilir. Bunun için herhangi adli mercilere başvurulmasına gerek yoktur.