BİLANÇO DA KAYITLI FABRİKA BİNASININ DEĞERİNİ ARTIRIP SERMAYEYE EKLEYEBİLİRMİYİZ?
ÖZÜ
Günümüz piyasa koşullarında yöneticilerin şirketlerinin finansal performansını değerlendirirken enflasyonun mali tablolara olan etkisini dikkate almaları ve dolayısı ile bu şekilde mali tablolardaki verileri doğru biçimde yorumlamaları, şirket yönetiminde etkin kararlar alınması için yöneticilere ışık tutacaktır. Bu nedenle, mali tabloların enflasyon muhasebesine uygun olarak hazırlanması gerekmektedir.
Enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde tarihsel bazda hazırlanan mali tablolar şirketlerin gerçek mali durumlarını ve performanslarını yansıtmamakta ve mali tabloların dönemler arası karşılaştırılabilmesini mümkün kılmamaktadır. Türkiye gibi ekonomisi hiperenflasyonist ekonomi sınıfına giren ülkelerde ilgili analizler yapılıp çeşitli finansal çıkarımlar yapılmadan önce mali tabloların enflasyon etkisinden arındırılması ve daha sonra yapılacak analizlerle sonuca ulaşılması çok daha sağlıklı olacaktır.
Anahtar kelimeler : Enflasyon, Yeniden değerleme, Enflasyon düzeltmesi, Mali tablolar,
Tarihsel maliyet muhasebesi para biriminin alım gücündeki değişiklikleri dikkate almadığından, mali tablolar değişik tarihlerde değişik alım güçleri olan para miktarlarıyla değerlenmiş kalemleri içermekte, bu para birimleri arasında ortak bir baz bulunmamaktadır. Oysa, enflasyonun yüksek olduğu ekonomilerde bir şirketin mali tablolarının gerçek faaliyet sonuçlarını ve mali durumunu tam anlamıyla yansıtması için enflasyonun bu tablolara olan etkisinin belirlenmesi gerekir, dolayısı ile enflasyon muhasebesinin uygulanması gerekliliği doğmaktadır.
Enflasyon muhasebesinin amacı, paranın satın alma gücünün değiştiği gerçeğinden hareket edilerek, homojenliğini yitiren mali tabloları aynı para birimiyle ifade etmek, gelir ve giderleri cari para değerleriyle ifade ederek gerçek işletme sonucunu bulmak ve parasal değerleri elde bulundurmaktan dolayı işletmenin uğradığı elde bulundurma kazancı ya da kaybını ortaya koymaktır.
Yaygın olarak Enflasyon Düzeltmesi olarak bilinen Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında 5024 sayılı Kanun 30.12.2003 tarih ve 25332 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Bu günkü konumuzda 5024 sayılı kanun ile kaldırılan yeniden değerleme fonu ve enflasyon düzelmesi kapsamında şartların yerine gelmemesi neden ile enflasyon düzeltmesinin sözkonusu olmaması nedeni ile ortaya çıkan değer artışlarının bilançolara yansımaması ve şirketlerin bankalardan kredi çekerken dikkat etmesi gereken hususlar hakkında bilgi vermeye çalışacağız.
Yeniden değerleme, işletme defterlerinde tarihi maliyetler ile kayıtlı olan sabit kıymetler üzerindeki enflasyonist etkilerin giderilmesidir. Yani bir başka deyişle yeniden değerleme, sabit kıymetlerin gerçek değerine yükseltilmesi işlemidir.
Yeniden değerleme, işletmelerin enflasyondan kaynaklanan fiktif kârlarının önlenerek, gerçek kârların tesbit edilmesine olanak sağlar. Bu sayede işletmeler gereksiz vergi yükünden kurtulur ve sabit kıymetlerin yenilenebilmesi için gerekli fonları oluşturulur.
Yeniden değerleme, mevzuatımıza 19.02.1963 tarih, 205 Sayılı Kanun ile Vergi Usul Kanunu'na eklenen Geçici 11. madde ile girmiştir. Bu maddede yeniden değerlemenin Maliye Bakanlığı'nca yayınlanacak yeniden değerleme oranlan ile yapılacağı belirtilmiştir. Ancak Maliye Bakanlığı 1982 yılı sonuna kadar bu oranlan yayınlamadığı için yeniden değerleme işlerlik kazanmamıştır.
01.01.1983 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 21.01.1983 tarih, 2791 Sayılı Kanun ile VUK.'unu Geçici 11. maddesinde değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklik ile amortismana tabi sabit kıymetlerin 31.12.1992 tarihi itibariyle bir defaya mahsus olmak üzere yeniden değerlemelerinin yapılması sağlanmıştır. Bu değerleme sabit kıymetlerin geçmiş yıllar için belirlenen katsayılar ile çarpılması suretiyle yapılmıştır.
04.12.1984 tarih, 3094 Sayılı Kanun ile VUK.'nun Geçici 11. Maddesinde değişiklik yapılarak yeniden değerlemenin 1984 yılından itibaren süreklilik kazanması sağlanmıştır.
23.01. 1987 tarih, 3332 Sayılı Kanun ile 01.01. 1987 tarihinden geçerli olmak üzere VUK.'nun yeniden değerlemeye ilişkin Geçici 11. Maddesi, Mükerrer 298. Madde haline getirilmiştir. Yeniden değerleme bu hükümler çerçevesinde yapılmaktaidi. Taki Yaygın olarak Enflasyon Düzeltmesi olarak bilinen Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında 5024 sayılı Kanun 30.12.2003 tarih ve 25332 sayılı Resmi Gazete'de yayınlana kadar.
Yeniden değerleme uygulamasının sağladığı sonuçlan şöyle özetleyebiliriz:
Yeniden Değerleme, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298 inci maddesi 5024 sayılı Kanunun ikinci maddesiyle değişmeden önce 01.01.2004 tarihine kadar uygulanan bir değerleme şekliydi. Bu tarihten sonra vergi mevzuatında Yeniden Değerleme yürürlükten kalkmış ve yerine enflasyon düzeltmesi yerini almıştır.
Enflasyon Düzeltmesinin de yapılabilmesi için bir takım kriterlerin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bununla ilgili yasal düzenlemeler de 213 sayılı VUK’ nun, Mükerrer 298. Maddesinde düzenlenmiş olup. Buna göre;
A) Malî tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre enflasyon düzeltmesine tâbi tutulur.
1. Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde % 10'dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte gerçekleşmemesi halinde sona erer.
Ancak sürekli olarak işlenmiş altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden ve kazançlarını Bilanço esasına göre tespit eden gelir veya Kurumlar Vergisi mükellefi olan kuyumcular, enflasyon düzeltme şartlarının (fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde %10'dan fazla olup olmaması koşuluna bakılmaksızın, takip eden yıllarda her geçici vergi dönemi ve hesap dönemi sonu itibarıyla enflasyon düzeltmesi yapmaları zorunludadır.
Kapsama giren mükellefler, geçici vergi dönemlerinin sonu itibarıyla malî tabloları düzenlemek ve enflasyon düzeltmesi yapmak zorundadırlar. Geçici vergi dönemlerinde yukarıda belirtilen oranların tespitinde, son üç hesap dönemi yerine üçer aylık dönemlerin son ayı dahil önceki otuzaltı ay ve içinde bulunulan hesap dönemi yerine son oniki ay dikkate alınır. Bir hesap dönemi içindeki geçici vergi dönemlerinin herhangi birinde düzeltme yapılması halinde takip eden geçici vergi dönemlerinde ve içinde bulunulan hesap dönemi sonunda da düzeltme yapılır.
Bakanlar Kurulu; bu maddede yer alan % 100 oranını % 35'e kadar indirmeye veya tekrar kanunî seviyesine kadar yükseltmeye, % 10 oranını ise % 25'e kadar çıkarmaya veya tekrar kanunî seviyesine kadar indirmeye yetkilidir.
2. Bu maddenin uygulanmasında;
a) Parasal olmayan kıymetler; parasal kıymetler dışındaki kıymetleri,
b) Parasal kıymetler; Türk Lirasının değerindeki değişmeler karşısında nominal değerleri aynı kaldığı halde satın alma güçleri fiyat hareketlerine göre ters yönde değişen kıymetleri (Yabancı paralar da parasal kıymet olarak dikkate alınır.),
c) Enflasyon düzeltmesi; parasal olmayan kıymetlerin enflasyon düzeltmesinde dikkate alınacak tutarlarının düzeltme katsayısı ile çarpılması suretiyle, malî tablonun ait olduğu tarihteki satın alma gücü cinsinden hesaplanmasını,
d) Düzeltme katsayısı; malî tabloların ait olduğu aya ilişkin fiyat endeksinin, düzeltmeye esas alınan tarihi içeren aya ait fiyat endeksine bölünmesiyle elde edilen katsayıyı,
e) Ortalama düzeltme katsayısı; malî tabloların ait olduğu aya ilişkin fiyat endeksinin, bu endeks ile bir önceki dönemin sonundaki fiyat endeksi toplamının ikiye bölünmesi sonucu bulunan endekse bölünmesiyle elde edilen katsayıyı,
f) Fiyat endeksi (ÜFE); Türkiye İstatistik Kurumunca Türkiye geneli için hesaplanan Üretici Fiyatları Genel Endeksini,
g) Reel olmayan finansman maliyeti; her türlü borçlanmada, borç tutarlarına (yabancı para üzerinden borçlanmalarda borcun alındığı tarihteki Türk Lirası karşılıklarına), borcun kullanıldığı döneme ait ÜFE artış oranının uygulanması suretiyle hesaplanan tutarı,
h) Toplulaştırılmış yöntemler;
aa) Basit ortalama yöntemi; gelir tablosu kalemleri ile stokların düzeltmede esas alınacak tarihlere bağlı kalınmaksızın dönem ortalama düzeltme katsayısı ile çarpılması suretiyle enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmasını,
ab) Hareketli ağırlıklı ortalama yöntemi; dönem sonu stok ve dönem içinde satılan mal maliyetinin enflasyon düzeltmesine esas alınacak tutarlarının hareketli ağırlıklı ortalama düzeltme katsayısı ile çarpılması suretiyle enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmasını (Bir önceki döneme ait düzeltilmiş satılan mal maliyeti enflasyon düzeltmesi yapılan dönemin sonuna taşıma katsayısı uygulanarak taşınır. Bu hesaplamalarda amortisman ve reel finansman giderleri, endekslenmeden dikkate alınır.),
i) Hareketli ağırlıklı ortalama düzeltme katsayısı; enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş dönem başı stoğun ilgili dönemin sonuna taşınmış değeri ile dönem içi alış ve giderlerin enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş değerleri toplamının, dönem başı stok ile dönem içi alış ve giderlerin enflasyon düzeltmesine esas alınacak tutarlarının toplamına bölünmesi ile bulunan katsayıyı,
j) Taşıma; malî tablolardaki parasal ve parasal olmayan tutarların, taşıma katsayısı kullanılarak ilgili dönemin sonundaki yeni değerlerinin hesaplanması işlemini,
k) Taşıma katsayısı; malî tabloların ait olduğu aya ilişkin fiyat endeksinin, bir önceki dönemin sonundaki (yıl içinde işe başlayanlarda, işe başlanılan aya ilişkin) fiyat endeksine bölünmesiyle elde edilen katsayıyı,
l) Enflasyon fark hesapları; parasal olmayan kıymetlerin düzeltme işlemi sonrası değeri ile düzeltme öncesi değeri arasındaki farklarının kaydedildiği hesapları,
m) Enflasyon düzeltme hesabı; parasal olmayan kıymetlerin düzeltilmesi sonucu oluşan farkların kaydedildiği hesabı (Bu hesap enflasyon fark hesapları ile karşılıklı olarak çalışır. Parasal olmayan aktif kıymetlerin enflasyon düzeltmesine tâbi tutulması sonucu oluşan farklar bu hesabın alacağına, parasal olmayan pasif kıymetlerin enflasyon düzeltmesine tâbi tutulması sonucu oluşan farklar ise borcuna kaydedilir. Enflasyon düzeltme hesabının bakiyesi gelir tablosuna aktarılmak suretiyle kapatılır.),
n) Net parasal pozisyon; parasal varlıklarla parasal yükümlülükler arasındaki farkı İfade eder.
3. Düzeltme işleminde aşağıdaki tarihler esas alınır:
a) Alış bedeli ile değerlenen menkul kıymetlerle malî duran varlıklar için; satın alma tarihi.
b) İlk madde ve malzeme, ticari mallar, yarı mamul ve mamul stokların maliyetine dahil edilen unsurlar, yıllara sarî inşaat ve onarım işlerinde maliyeti oluşturan unsurlar, gelecek aylara ve yıllara ait giderler, maddî duran varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, maddî olmayan duran varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, özel tükenmeye tâbi varlıklar ve bu varlıkları oluşturan unsurlar, yıllara sarî inşaat ve onarım hakedişleri, haklar ve şerefiyeler için; defterlere kayıt tarihi (Bunlara mahsuben verilen veya alınan parasal olmayan avanslar, ödeme veya tahsil tarihinden mahsup tarihine kadar düzeltilir.).
c) Parasal olmayan alınan depozito ve teminatlar ile avanslar, nakit olarak ödenmiş sermaye, hisse senetleri ihraç primleri, hisse senedi iptal kârları için; tahsil tarihi.
d) Parasal olmayan verilen depozito ve teminatlar ile avanslar için; ödeme tarihi.
e) Aynî sermaye olarak konulan kıymetler için; mülkiyetin intikal ettiği tarih.
f) Kâr yedekleri, geçmiş yıl kârları ve net dönem kârının sermayeye ilave edilmesi dolayısıyla artırılan sermaye için; tescil tarihi.
g) Nakdî sermaye karşılığı alınan hisse senetleri için; ödeme tarihi, aynî sermaye karşılığı alınan hisse senetleri için; sermaye olarak konulan kıymetlerin mülkiyetinin intikal ettiği tarih, temettü karşılığı alınan hisse senetleri için; iştirak edilen şirket sermayesinin tescil tarihi.
h) Parasal olmayan karşılıklar için; ilgili olduğu kıymetin düzeltmeye esas tarihi.
4. Düzeltme işleminde bu Kanunda yer alan değerleme hükümlerine göre tespit edilen tutarlar esas alınır. Ancak stokların, satılan malın ve maddî duran varlıkların maliyet bedeline ve malî duran varlıkların alış bedeline intikal ettirilen reel olmayan finansman maliyetleri düşüldükten sonra bulunan tutarlar düzeltmeye tâbi tutulur. Toplulaştırılmış yöntemlerle düzeltmeye tâbi tutulan kıymetlerin alış veya maliyet bedeline intikal ettirilen reel olmayan finansman maliyetlerinin düşülmesi ihtiyarîdir.
Mükellefler; reel olmayan finansman maliyetini, toplam finansman maliyetlerine, ilgili döneme ait ÜFE artış oranının dönem ortalama ticari kredi faiz oranına bölünmesi suretiyle belirlenen oranı uygulayarak da tespit edebilirler. Ancak bu yöntemi seçen mükellefler seçtikleri yöntemden bu seçimi yaptıkları hesap dönemi dahil üçüncü hesap döneminin sonuna kadar dönemezler.
Belgelerde ayrıca gösterilen vade farklarının reel olmayan kısımları ile üç aydan fazla vadeli olan ve vade farkı düzenlenen belge üzerinde ayrıca gösterilmeyen işlemlerde alacak ve borç senetlerinin reeskont işlemine tâbi tutulmasında esas alınan Merkez Bankasınca uygulanan faiz oranı kullanılarak hesaplanan vade farkı tutarının reel olmayan kısımları bu madde hükümlerine tâbi tutulur.
5. Mükellefler düzeltme işleminde Maliye Bakanlığınca belirlenen toplulaştırılmış yöntemleri uygulayabilirler. Ancak toplulaştırılmış yöntemlerden birini seçen mükellefler seçtikleri yöntemden, bu seçimi yaptıkları hesap dönemi dahil üçüncü hesap döneminin sonuna kadar dönemezler.
Enflasyon düzeltmeleri, ilgili kıymetlere ait fark hesaplarına ve enflasyon düzeltme hesabına kaydedilir.
Yıllara sarî inşaat ve onarma işlerine ait maliyet ve hakedişlere ilişkin düzeltmeler, enflasyon düzeltme hesabı yerine yıllara sarî inşaat enflasyon düzeltme hesabına kaydedilir. Bu hesap işin bitiminde kâr/zarar hesabına intikal ettirilir.
Düzeltme sonucu bulunan tutarlar, izleyen dönemde enflasyon düzeltmesi yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, izleyen dönemin başlangıç değerleri olarak dikkate alınır.
Pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulur. Ancak öz sermaye kalemlerine ait enflasyon farkları düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına mahsup edilebilir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebilir; bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz.
Enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet addolunur.
Matrahın tespitinde, kanunen kabul edilmeyen giderler, istisnalar ve geçmiş yıl malî zararları enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş tutarları ile dikkate alınır.
6. Amortismanlar ve itfa payları, düzeltilmiş değerler üzerinden hesaplanır.
Kazançlarını işletme hesabı esasına göre tespit eden mükellefler ile serbest meslek erbabı da amortismana tâbi iktisadi kıymetlerini bu maddede belirtilen hükümlere göre düzeltilmiş tutarları üzerinden amortismana tâbi tutabilirler.
7. Enflasyon düzeltmesi uygulanmayan bir hesap döneminden sonra enflasyon düzeltme şartlarının yeniden oluşması halinde; enflasyon düzeltmesi yapılan en son dönemden başlamak üzere enflasyon düzeltmesi yapılır. Bu şekilde belirlenen geçmiş yıl kârı vergiye tâbi tutulmaz, geçmiş yıl zararı zarar olarak kabul edilmez. Ancak, matrahın tespitinde geçmiş yıl malî zararları mukayyet değerleri ile dikkate alınır. Birikmiş amortismanlar, ait oldukları kıymetin bilanço tarihindeki değerinde düzeltme sonrasında ortaya çıkan artış oranı dikkate alınarak düzeltilir.
Bu işlemlerden doğan pasif kalemlere ait fark hesapları için (5) numaralı bendin beşinci paragraf hükmü uygulanır.
8. Maliye Bakanlığı;
a) Mükellef veya meslek grupları ya da mükelleflerin aktif toplamları veya ciroları itibarıyla; enflasyon düzeltmesinde toplulaştırılmış yöntemler kullanılmasına izin vermeye, toplulaştırılmış yöntem uygulanabilecek kalemleri belirlemeye,
b) Mükellef veya meslek grupları ya da mükelleflerin aktif toplamları veya ciroları itibarıyla hangi tür malî tabloların; enflasyon düzeltmesine tâbi tutulup tutulmayacağını ve geçici vergi dönemlerinde düzeltilip düzeltilmeyeceğini belirlemeye, Uzman Atıf Notu
c) (3) numaralı bentte yer almayan kıymetler için düzeltmeye esas alınacak tarihi belirlemeye,
d) Ortalama ticarî kredi faiz oranının tespitine ilişkin usul ve esasları tespit etmeye,
e) Bölgeler, sektörler, iş grupları, iş nevileri veya parasal olmayan kıymetler itibarıyla döviz, altın ve benzeri değerleri esas alarak düzeltme yaptırmaya ve günlük olarak belirlenen endeks veya değerleri kullandırmaya,
f) Parasal ve parasal olmayan kıymetleri belirlemeye,
g) Net parasal pozisyon kâr/zarar hesabı yaptırmaya,
h) Enflasyon düzeltmesine ilişkin usul ve esasları belirlemeye, Yetkilidir.
9. Münhasıran sürekli olarak işlenmiş; altın, gümüş alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler bu fıkranın (1) numaralı bendinde yer alan şartlara bakılmaksızın enflasyon düzeltmesi yaparlar.
B) Yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dahil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Devlet İstatistik Enstitüsünün Üretici Fiyatları Genel Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır. Bu oran Maliye Bakanlığınca Resmî Gazete ile ilân edilir.
C) Vergi kanunlarında yer alan "toptan eşya fiyatları genel endeksi" ibaresi "üretici fiyatları genel endeksi" ve "TEFE" ibaresi "ÜFE" olarak uygulanır.
En son Enflasyon Düzeltmesi uygulaması 2004 yılı için uygulanmış olup; bu tarihten sonra belirlenen kriterler gerçekleşmediği için uygulanmamıştır. Yıllar itibari ile açıklanan yeniden değerleme oranları tabloda yer almaktadır.
2005 |
9,80 |
353 Sayılı VUK Gen.Teb. |
2006 |
7,80 |
363 Sayılı VUK Gen.Teb. |
2007 |
7,20 |
377 Sayılı VUK. Gen.Teb. |
2008 |
12,00 |
387 Sayılı VUK Gen. Teb. |
2009 |
2,20 |
392 Sayılı VUK Gen. Teb. |
2010 |
7,70 |
393 Sayılı VUK Gen. Teb. |
2011 |
10,26 |
*410 Sayılı VUK Gen. Teb. |
2012/4. Dönem |
7,80 |
419 Sayılı VUK Gen. Teb. |
2013/4. Dönem |
3,93 |
430 Sayılı VUK Gen. Teb. |
2014/4. Dönem |
10,11 |
441 Sayılı Vuk Genel Tebliği |
2015 Yılı |
5,58 |
457 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği |
2016 Yılı |
3,38 |
474 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği |
Oniki yıllık yeniden değerleme oranlarına göre 2004 takvim yılında 1000,00 TL olarak satın aldığımız fabrika binası şayet 5024 sayılı yasadan önceki mevzuat geçerli olsaydı şimdiki durumu ne olurda bakacak olursak;
YILI |
DEĞERİ |
DEĞERLEME ORANI |
DEĞERLEME FARKI |
DEĞERLENMİŞ TUTAR |
2005 |
1.000,00 |
9,80 |
98,00 |
1.098,00 |
2006 |
1.098,00 |
7,80 |
85,64 |
1.183,64 |
2007 |
1.183,64 |
7,20 |
85,22 |
1.268,87 |
2008 |
1.268,87 |
12,00 |
152,26 |
1.421,13 |
2009 |
1.421,13 |
2,20 |
31,26 |
1.452,40 |
2010 |
1.452,40 |
7,70 |
111,83 |
1.564,23 |
2011 |
1.564,23 |
10,26 |
160,49 |
1.724,72 |
2012 |
1.724,72 |
7,80 |
134,53 |
1.859,25 |
2013 |
1.859,25 |
3,93 |
73,07 |
1.932,32 |
2014 |
1.932,32 |
10,11 |
195,36 |
2.127,67 |
2015 |
2.127,67 |
5,58 |
118,72 |
2.246,40 |
2016 |
2.246,40 |
3,38 |
75,93 |
2.322,33 |
Tabloda görüldüğü gibi 2004 yılında 1.000,00 TL aldığımız fabrika binası enflasyon düzeltmesi mağduru olmuştur. Çünkü 2004 ten bu yana enflasyon düzelmesi olmadığı ve yeniden değerleme uygulamasının da 5024 sayılı kanun ile kaldırılmış olmasından dolayı bilanço değerimiz düşük çıkacaktır. Bilançomuzda 1000,00 TL gözüken değer yeniden değerleme yapılmış olsa idi 2.322,33 TL olacaktı. Bu da gösteriyor ki geçen 12 yıllık zamanda fabrika binası %100 üzerinde değer kazanmış olacaktı. Mali tablolardaki iktisadi kıymetlerin, özellikle maddi duran varlıkların, maliyet bedeliyle yer alması nedeniyle güncel değerlerini mali tablolara yansıtma imkanı olmadığı için şirketler bankalardan kredi ihtiyacını karşılamada sıkıntı yaşamaktadırlar. Bu nedenden dolayı firmalara önerimiz Bağımsız Denetim Şirketlerin tarafından mali tablolarını Bağımsız Denetimden geçirmeleri ve bankalara bağımsız denetimden geçmiş yeni mali tabloları sunmalarıdır. Peki bu şirket bu fabrika binasını 2.500,00 TL bedelle satmış olsaydı ne olacaktı? Haksız yere kazanç vergisi ödemek zorunda kalacaktı.
4-BİLANÇO DA KAYITLI FABRİKA BİNASININ DEĞERİNİ ARTIRIP SERMAYE YE EKLEYEBİLİRMİYİZ?
2013 Sayılı VUK’na göre, iktisadi işletmelere dahil gayrimenkullerin maliyet bedeli ile değerlenmesi esas olup, piyasa fiyatıyla değerleme yapılamayacağından, değerleme sonucu sermayeye ilavesi gereken bir fonun ortaya çıkması da söz konusu olamayacaktır. Ancak sonraki yıllarda enflasyon düzeltmesi şartlarının tekrar oluşması durumunda parasal olmayan kıymetlerden olan söz konusu fabrika binası enflasyon düzeltmesine tabi tutulabilecektir.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, 5024 sayılı Kanunla getirilen ve VUK.nun mükerrer 298. maddesinde yer alan enflasyon düzeltmesi işlemi ile yeniden değerleme müessesesi kaldırılmış olup, kanun maddesinde yer alan şartları haiz mükellefler enflasyon düzeltmesi haricinde başka bir değerleme işlemi yapamayacaklardır. Bu nedenle, işletmenize ait fabrika binasının bilanço değerine herhangi bir şekilde yeniden değerleme yaptırılması halinde bu işlemin vergi usul mevzuatı açısından değerleme işlemi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Yasal olmamasına karşın yine de Yeniden Değerleme yapılabilmektedir. Hatta maddi duran varlıkların yeni değeri, mahkemece görevlendirilen bilirkişilerce yeniden belirlenebilmektedir.
Bunun firmaya ne gibi olumsuz yansıması olur?
Öncelikle yeniden değerleme sonucu çıkan fark tutarın, Öz Kaynaklar içerisinde bir fon hesabında gösterilmesi gerekecektir. Son dönemlerde her defasında binlerce Vergi Müfettiş Yardımcısı alan ve veri ambarındaki verilerin analizini yaparak cari dönem incelemesi yapmayı amaçlayan Maliye Bakanlığınca bu durum vergi incelemesi sebebi olabilir.
Vergi incelemesinde, yeniden değerleme farklarının, Öz Kaynak içerisindeki fon hesabından başka bir hesaba aktarılıp aktarılmadığına bakılır. Örneğin sermayeye ilave edildiğinde; sermayeye ilave edilen tutarlar için cezalı tarhiyat önerilebilir.
Diğer taraftan, Yeniden Değerleme yapılan iktisadi kıymetlerin, satılıp satılmadığına ve yeni değerler üzerinden amortisman ayrılıp ayrılmadığına bakılır. Yeniden değerleme yapılan iktisadi kıymetin satılmış olması durumunda, satış kar veya zararının hesabında yeni değerden ziyade eski değer dikkate alınır. Satış esnasında eski değer yerine yeni değer dikkate alınarak kar zarar hesabı yapılmışsa, aradaki fark kadar cezalı tarhiyat önerilebilir.
Aynı şekilde Yeniden Değerleme yasal olmadığı için yeni değerler üzerinden amortisman ayrılamaz. Ayrıldığı takdirde fazladan ayrılan amortisman tutarları için de cezalı tarhiyat yapılır.
Yukarıda belirttiğimiz hususlara dikkat edilirse, yani yeniden değerleme sonrasındaki değerleme farkı, öz kaynak içerisindeki fon hesabından başka bir hesaba aktarılmazsa, yeni değerler üzerinden amortisman ayrılmazsa ve yeniden değerleme yapılan iktisadi kıymetin satışında kar zarar hesabı eski değerler üzerinden yapılırsa bir sorun olmayacağı söylenebilir.
Ancak tüm bunlara dikkat edilse bile, vergi inceleme elemanı tarafından yapılan işlemler geçersiz sayılarak, mali tablolar eski haline getirilebilir. Vergi incelemesi sonucunda yeniden değerleme işlemi geçersiz sayılarak mali tabloları eski haline getirilen firmalar bulunmaktadır. Dolayısıyla Yeniden Değerleme için yapılan tüm masraflar ve harcanan zaman boşa gidecek, diğer yandan işlemleri eski hale getirebilmek için ayrıca harcama yapılması ve zaman ayrılması gerekecektir.
Tüm bunlara sadece yeniden değerleme yapıldığı yıl değil, sonraki yılların tamamında dikkat edilmesi gerekir. Beş veya on yıl sonra yapılan bir işlem, firmanın cezalı tarhiyatla karşılaşmasına engel olmaz. Örneğin 2009 yılında yapılan Yeniden Değerleme nedeniyle oluşan farkların, 2015 yılında sermayeye ilave edilmesi durumunda; zamanaşımı, 2020 yılının sonunda dolacak ve bu tarihe kadar firmanın cezalı tarhiyat riski devam edecektir.
5-SONUÇ
Günümüz piyasa koşullarında yöneticilerin şirketlerinin finansal performansını değerlendirirken enflasyonun mali tablolara olan etkisini dikkate almaları ve dolayısı ile bu şekilde mali tablolardaki verileri doğru biçimde yorumlamaları, şirket yönetiminde etkin kararlar alınması için yöneticilere ışık tutacaktır. Yaygın olarak Enflasyon Düzeltmesi olarak bilinen Vergi Usul Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında 5024 sayılı Kanun 30.12.2003 tarih ve 25332 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalara göre, 5024 sayılı Kanunla getirilen ve VUK.nun mükerrer 298. maddesinde yer alan enflasyon düzeltmesi işlemi ile yeniden değerleme müessesesi kaldırılmış olup, kanun maddesinde yer alan şartları haiz mükellefler enflasyon düzeltmesi haricinde başka bir değerleme işlemi yapamayacaklardır. Bu nedenle, işletmenize ait fabrika binasının bilanço değerine herhangi bir şekilde yeniden değerleme yaptırılması halinde bu işlemin vergi usul mevzuatı açısından değerleme işlemi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu nedende dolayı tavsiyemiz Şirketlerin yeniden değerleme işlemi yapmamaları bunun yerine şirketin denetimden geçmiş mali tablolarını kredi kuruluşlarını vermeleri lehlerine olacaktır. Mali açıdan herhangi bir yaptırımla karşılaşmamak için. 5024 Sayılı yasa ile oluşan bu boşluk bir an önce doldurulması ya da enflasyon düzelmesinin şartlarının gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Bu konuda sarraf işletmelerinin daha şanslı olduklarını belirtmeden de geçmemek lazım.
KAYNAKÇA
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu, |
2 Nolu VERGİ USUL KANUNU SİRKÜLERİ |
353 Sayılı VUK Gen.Teb. |
363 Sayılı VUK Gen.Teb. |
377 Sayılı VUK. Gen.Teb. |
387 Sayılı VUK Gen. Teb. |
392 Sayılı VUK Gen. Teb. |
393 Sayılı VUK Gen. Teb. |
*410 Sayılı VUK Gen. Teb. |
419 Sayılı VUK Gen. Teb. |
430 Sayılı VUK Gen. Teb. |
441 Sayılı Vuk Genel Tebliği |
457 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği |
474 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği |
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir İbrahim APALI