YAKLAŞIM DERGİSİ SAYI 307-VERGİ AFFI KAPSAMINDA KAYITLARDA YER ALMADIĞI HALDE İŞLETMEDE MEVCUT OLAN EMTİA KAYITLARININ DÜZELTİLMESİ HAKKINDA ÖRNEK UYGULAMA VE ANAYASANIN 73. MADDESİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

VERGİ AFFI KAPSAMINDA KAYITLARDA YER ALMADIĞI HALDE İŞLETMEDE MEVCUT OLAN EMTİA KAYITLARININ DÜZELTİLMESİ HAKKINDA ÖRNEK UYGULAMA VE ANAYASANIN 73. MADDESİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

            ÖZÜ

            2001 – 2017 yılı arasında yeni gelen vergi affını da hesaba katarsak toplam 8 vergi affı gelmiş. Yani 16 senede 7 vergi affı = 16/8= 2 yılda bir vergi affı gelmiş demek. Bu affı kaçırırsanız üzülmeyin, maksimum 3-4 sene içinde yenisi garanti gelecektir.  Çünkü bu aflar Türkiye’deki özellikle küçük işletmelerin ekonomik sorunlarına köklü bir iyileştirme sağlamıyor. Bu aflar, işletmeler için bir Ağrı Kesici gibi, acınız geçici olarak diniyor ama temelde iyileşmiyorsunuz. Ancak vergi afların kayıt dışı çalışan işletmeler için ortaklar ve kasa hesaplarının düzeltilmesi, stok affı gibi konularda işletmelere büyük bir vergi yükünden kurtarmakta bu da vergilemede adaletsizliğine neden olmaktadır.

            Anahtar kelimeler : Vergi Af, kayıt düzeltme, stok, Adalet, Anayasa,

            A-GİRİŞ

            İşletmede fiilen bulunan ancak kayıtlarda yer almayan emtia ve bunlar muhasebe kayıtlarınızda görünmüyorsa onlar için de aftan yararlanabilirsiniz. 6736 Sayılı Bazı alacakların yeniden yapılandırılması hakkında kanunun 6. maddesinde ve 7143 sayılı yasanın 6' ıncı maddesinde İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında hükümlere yer verilmiştir. Bu günkü konumuzda işletme kayıtlarında yer almadığı halde işletmenin mevcudunda yer elan emtia kayıtlarının düzeltilmesi konusunun vergi uygulaması değerlendirilecek. Ve bu kanunlar kapsamında çıkan vergi aflarının  Anayasanın 73 maddesi açısından kanun ve ilgili tebliğler kapsamında örnek uygulamalar ile değerlendirilmesi yapılacaktır.

            B-7143 SAYILI KANUN 6. MADDESİ KAPSAMINDA KAYITLARDA YER ALMAYAN EMTİANIN YASAL KAYITLARA İNTİKALİ KAYITLARININ DÜZELTİLMESİNİN DAYANAĞI

            7143 sayılı Kanunun 6' ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü ile 7143 sayılı yasanın 6' ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü; Gelir ve Kurumlar vergisi mükelleflerine, işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları yasal kayıtlarına intikal ettirmek suretiyle, kayıtlarını fiili duruma uygun hale getirme imkanı sağlanmıştır.

            Kayıtlarda bulunmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kayıtlara intikal ettirilmesine imkân veren düzenleme, bütün gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerini kapsamaktadır. Uygulama kapsamına; serbest meslek erbabı, ferdi ticari işletmeler, adi ortaklıklar, kollektif Şirketler, adi komandit Şirketler ile sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıkları dahil bulunmaktadır.

            Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri (adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil), işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedel ile bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirmek suretiyle defterlerine  kaydedebilirler. Bildirime dâhil edilen kıymetler için amortisman ayrılmaz.

            Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı, makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açarlar. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde sermayenin unsuru sayılır ve vergilendirilmez. Makine, teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilir ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman addolunur. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydederler. Buradaki en önemli husus emtia için ayrılan karşılığın ortaklara dağıtılması halinde sermayenin unsuru sayılmasıdır.

            Beyan edilen İşletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar; genel orana tabi makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden %10 oranı, indirimli orana tabi diğer makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu oranların yarısı esas alınarak katma değer vergisi hesaplanır ve ayrı bir beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi içinde ödenir. Makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen bu vergi, hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez. Emtia üzerinden ödenen vergi genel esaslara göre indirilir. Bu emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar için 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası ''Fiili ya da kaydi envanter sırasında belgesiz mal bulundurulduğu veya belgesiz hizmet satın alındığının tespiti halinde, bu alışlar nedeniyle ziyaa uğratılan katma değer vergisi, belgesiz mal bulunduran veya hizmet satın alan mükelleften aranır.

            Belgesiz mal bulundurdukları veya hizmet satın aldıkları tespit edilen mükelleflere,bu mal ve hizmetlere ait alış belgelerinin ibrazı için tespit tarihinden itibaren 10 günlük bir süre verilir.Bu süre içinde alış belgelerinin ibraz edilememesi halinde,belgesi ibraz edilemeyen mal ve hizmetlerin tespit tarihindeki emsal bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisi,alışlarını belgeleyemeyen mükellef adına re'sen tarhedilir. Bu tarhiyata vergi ziyaı cezası uygulanır.

            Ancak belgesiz alınan mal ve hizmetleri satanlara,bu satışlarla ilgili olarak,vergi inceleme raporuna dayanılarak katma değer vergisi tarhiyatı yapıldığı takdirde,ziyaa uğratılan vergi ve buna ilişkin ceza ayrıca alıcılardan aranmaz.'' hükmü uygulanmaz.

İşletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar satılması halinde satış bedeli, bunların deftere kaydedilen değerinden düşük olamayacağı belirtilmiştir.

            C-7143 SAYILI KANUN 6. MADDESİ KAPSAMINDA KAYITLARDA YER ALMAYAN EMTİANIN YASAL KAYITLARA İNTİKALİNİN UYGULANMASI

            Beyan Uygulama kapsamında olan mükellefler, işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia' ı 7143 sayılı Kanunun yayımlandığı ayı izleyen üçüncü ayın son iş günü olan 31/08/2018 tarihine kadar beyan ekinde verecekleri envanter listesi ile katma değer vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine bildireceklerdir. Bu kıymetler, bildirim tarihindeki rayiç bedelle değerlenmek suretiyle envanter listesinde gösterilecektir.

            Rayiç bedel, o kıymetin değerleme günü itibarıyla normal alım satım bedelidir. Dolayısıyla bu bedel, mükellefin kendisi tarafından bizzat tespit edilebileceği gibi bağlı olduğu meslek kuruluşuna da tespit ettirilebilecektir. Bildirilen kıymetler yasal kayıt süresi içerisinde kayıtlara intikal ettirilecektir. Bu madde hükmüne göre bildirilecek emtia;

            - Alım satım işletmelerinde satışa hazır malları,

            - İmalatçı işletmelerde ise hammadde, malzeme, yarı mamul ve mamul malları ifade etmektedir.

            Aynı şekilde inşaat işletmelerinin (yıllara sari inşaat ve onarım işi, kat karşılığı veya kendi adlarına inşaat yapıp satanlar) varsa inşa edilen ve emtia niteliğindeki taşınmazları (daire, dükkan vb.) ile üretimde kullandıkları demir, çimento, tuğla gibi ilk madde ve malzemelerini veya yarı mamullerini de bildirmeleri mümkündür. Beyan edilecek olan kayıt ve tescile tabi kıymetler, kayıt ve tescil için kullanılan bilgiler (numara, harf, işaret, marka vb.) belirtilmek suretiyle envanter listesinde beyan edilecektir. Kayıt ve tescile ilişkin gerekli bilgileri içermeyen kıymetlerin, beyandan önce ilgili kamu idarelerine başvurularak kayıt ve tescil ettirilmesi ve alınan kayıt ve tescil bilgileri ile beyan edilmesi gerekmektedir. Söz konusu kıymetlerin satışına ilişkin olarak düzenlenecek belgelerde kayıt ve tescil bilgilerine de yer verilecektir. 3- Bildirilen Malların Satış Bedeli ve Amortisman Uygulaması 6736 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre kayıtsız mal bildiren mükellefler, bu malları satmaları hâlinde, defterlere kaydedilecek satış bedeli kayıtlı değerinden düşük olamayacaktır. Gerçek satış bedelinin kayda alınan bedelden düşük olması hâlinde, kazancın tespitinde kayıtlı bedel dikkate alınacaktır. Bildirime dahil edilen amortismana tabi iktisadi kıymetler için amortisman ayrılmayacaktır.

            Vergisel Yükümlülükler ;

a) 7143 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca kendilerince veya ilgili meslek kuruluşlarınca belirlenecek rayiç bedel üzerinden beyan edilerek kayıtlara intikal ettirilecek;

             - Teslimleri genel orana (%18) tabi makine, teçhizat ve demirbaşlar ile emtianın rayiç bedeli üzerinden %10 oranı,

             - Teslimleri indirimli orana (%1, %8) tabi makine, teçhizat ve demirbaşlar ile emtianın rayiç bedeli üzerinden ise tabi oldukları oranın yarısı esas alınmak suretiyle KDV hesaplanarak, örneği Tebliğ ekinde yer alan (Ek:18) KDV stok beyanına ilişkin beyanname ile kağıt ortamında veya 340 ve 346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir. Beyanname, en geç 31/08/2018 tarihine (bu tarih dahil) kadar verilecek ve tahakkuk edecek vergi de aynı süre içinde ödenecektir.

             Örnek 1 :

            - Mükellef (A) kayıtlarında yer almayan emtia dolayısıyla beyanname ve eki envanter listesini 10/08/2018 tarihinde vermiştir. Mükellef (A), söz konusu beyannameye göre tahakkuk eden vergiyi en geç Kanunun 6 ncı maddesinden yararlanma süresinin son günü olan 30/09/2018 tarihine kadar ödeyebilecektir. KDV beyannamelerini elektronik ortamda vermek zorunda olan mükellefler, söz konusu beyannameyi de 340 ve 346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda vermek zorundadırlar.

             Beyan Edilerek Ödenen KDV’nin iade Konusu Yapılıp Yapılamayacağı ;

            3065 sayılı Kanunun 29/2 ve 32 nci maddeleri uyarınca, söz konusu maddelerde belirtilen işlemler nedeniyle yüklenilen vergiler, indirim yoluyla telafi edilememeleri hâlinde iade konusu yapılabilmektedir. Bu çerçevede, 7143 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinden faydalanarak, kayıtlarda yer almayan emtia dolayısıyla hesapladıkları KDV’yi Tebliğin (VI/A-4) bölümünde belirtildiği şekilde beyan edip ödeyen ve bu vergiyi indirim hesaplarına intikal ettiren mükellefler tarafından, beyana konu emtianın, 3065 sayılı Kanun uygulamasında iade hakkı tanınan işlemlerde kullanılması durumunda, beyan edilerek ödenen ve indirim hesaplarına alınan söz konusu verginin yüklenilen verginin hesabında dikkate alınması ve dolayısıyla iade konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

            Beyan Edilen Kıymetlerin Kayıtlara intikali Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, aktiflerine intikal ettirdikleri emtia için ayrı; makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere pasifte karşılık hesabı açacaktır. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde, sermayenin unsuru sayılacak ve vergilendirilmeyecektir. Öte yandan, makine, teçhizat ve demirbaşlar ayrıca envantere kaydedilecek ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman olarak kabul edilecektir. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise beyan ettikleri emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydedeceklerdir.

            Örnek 2 :

            - (A) Limited Şirketi, stoklarında bulunan ancak kayıtlarında yer almayan (Y) emtiasına ilişkin envanter listesini hazırlamış ve 12/08/2018 tarihi itibarıyla beyan etmiştir. Genel oranda katma değer vergisine tabi olan bu emtianın, kendisi tarafından belirlenen rayiç bedeli 40.000 TL’dir. Şirketin bu bildirimine ilişkin muhasebe kayıtları aşağıdaki şekilde olacaktır.

 ________________________12/08/2018 ____________________________

153 TİCARİ MALLAR                                                   40.000 TL

191 İNDİRİLECEK KDV                                                  4.000 TL

                         525 KAYDA ALINAN EMTİA                                                  40.000 TL

                         ÖZEL KARĞILIK HESABI (7143 sayılı Kanunun 6/1 md.)

                         360 ÖDENECEK VERGĠ VE FONLAR                                      4.000 TL

                                   (Sorumlu sıfatı ile ödenecek KDV)

 __________________________ / ______________________________

             Bu emtianın satılması hâlinde kayıtlara intikal ettirilecek satış bedeli 40.000 TL’nin altında olamayacaktır.

             Beyan Edilen Kıymetlerin Ba Formu Karşısındaki Durumu;

             7143 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında beyan edilen kıymetler rayiç bedelleriyle, Ba formu vermek zorunda olan mükellefler tarafından söz konusu form ile bildirilmek zorundadır. Söz konusu bildirim işlemi, Ba formunun “Soyadı/Adı Unvanı” bölümüne “Muhtelif Satıcılar (7143 sayılı Kanun Madde 6/1)”, “Vergi Kimlik Numarası” bölümüne (3333 333 333) yazılmak suretiyle yapılacaktır.

            D-7143 SAYILI KANUN 6. MADDESİ KAPSAMINDA KAYITLARDA YER ALMAYAN EMTİANIN YASAL KAYITLARA İNTİKALİNE İLİŞKİN ÖRNEK UYGULAMA

            APA AŞ. Şirketinin 2017 yılı mali verileri aşağıdaki gibidir.

            Şirket 4 kişilik bir aile firmasıdır. Bünyesinde 100 çalışanı vardır. İşletmenin Kayıt dışı geliri olmadığı halde kayıt dışı giderleri söz konusudur. Özellikle işcilik giderleri gibi; Bu da şirketin kasasında ve ortaklar hesabında gerçekte olmayan hesaplara neden olmakta ve dönem net karını etkilemektedir. APA AŞ. Mali verileri aşağıdaki gibidir.

APA AŞ. 2017 YILI MALİ VERİLERİ

KASA HS

265.950,00

KISAVADELİ BORÇLAR

436.520,00

BANKALAR HS

65.360,50

UZUN VADENİ BORÇLANMA

120.600,00

ALICILAR HS

788.965,50

SERMAYE

500.000,00

TİCARİ MALLAR HS

35.650,00

YEDEKLER

100.000,00

ORTAKLAR HESABI

1.465.950,00

GEÇMİŞ YILLAR KARLARI

1.150.690,00

MADDİ DURAN VARLIKLAR

671.584,00

DÖNEM NETKARI

985.650,00

AKTİF TOPLAM

3.293.460,00

PASİF TOPLAM

3.293.460,00

            Şirketimiz İmalat sektöründe çalışmakta olup resmi verilere göre %30 fire veren bir ürün imal etmektedir. Ancak şirketimiz en son teknolojileri kullanmakta ve fire oranını %20 ye kadar düşürmekte ve karını maksimize etmektedir. Şirketin yıllık üretim kapasitesi de 100.000 Ton dur.

            Mali verilerden de görüldüğü gibi şirketin ortaklar hesabın şişkin bir durumda ve adatlandırma yapılması gerekmektedir.

            Ticari hayatta basiretli bir iş adamı, kasasında yüksek miktarda para tutmak istemez. Kasasındaki atıl tutarı çeşitli yatırım araçları ile değerlendirmek ister. Uygulamada sıklıkla karşılaşılan şişkin ortaklar hesapları, vergi incelemelerinde detaylıca incelenir. Bununla birlikte 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile ifade edildiği üzere; ticari şirketin kişiliği ile ortakların kişiliğinin ayrı olduğu ifade edilmiştir. Yapılan vergi incelemeleri söz konusu tutarın işletme ortakları tarafından çekildiği ve şahsi tasarruflarına kullandıkları varsayılarak, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca transfer fiyatlandırılması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı kapsamında değerlendirilmektedir. Bu durumun ihlal edilmesi sebebiyle kişi/kurum hakkında cezai işlemler uygulanmaktadır.

            6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca ayrıca şirket ortaklarının şirketten borçlanmalarını yasaklamıştır. Kanuna göre bir ortağın herhangi bir ticari faaliyete dayanmaksızın şirketten borç alması, borçlanma yasağına aykırılık teşkil etmektedir.

            İşletme sahipleri şirketlerinden yasal olarak şu hallerde borçlanabilir; sermaye azaltımı, kar dağıtımı, tasfiye vb. sıralanabilir. Bunun dışında işletme kaynaklarını bedelsiz olarak kullanamazlar.

            Maliye Bakanlığı bu hususa öteden beri dikkat çekmekte; borç verme işleminin finansman temini hizmeti kapsamında değerlendirdiği, ortaklara kullandırılan tutar üzerinden adat yöntemi ile faiz hesaplanması ve gelir yazılması gerekliliğinin altını çizmektedir.

            Örneğimizi devam edecek olursak; APA AŞ Şirketinin mali verileri incelediğimizde Şirketin ortaktan 1.465.950,00 TL alacağı görünmekte ve bu alacak için adatlandırma yapılıp şirket adına KDV ve kurumlar vergisi açısından gelir beyan edilmesi gerekmektedir. Merkez bankası Verilerine göre yıllık faiz oranının %10 olduğunu varsayalım.

            Buna göre APA AŞ. şirket ortaklarına kullandırmış olduğu 1.465.950,00 TL için Yıllık %10 dan faiz geliri hesaplayıp hesaplarda göstermesi gerekir.Çünkü parayı ortak kullanmasa şirket bu parayı mevduata yatırıp faiz geliri yapabilecekti.

            APA AŞ. 2017 takvim yılı için 1.465.950,00 TL için X %10 dan 146.595,00 TL faiz geliri yazması gerekiyor. Buna tutar üzerinden de %18 KDV hesaplayıp Beyanda bulunması gerekmektedir. % 18 KDV sini de hesaplarsak 26.387,10 TL çıkmaktadır. Ortaklardan alacaklar hesabının bakiyesi kartopu misali, büyümektedir. Çünkü 1.465.950,00 TL alacağın üstüne yılsonu itibari ile hesaplanan adatlandırmada eklenince hesap bakiyesi 1.638.932,10 TL yükselecektir. Devlet buradan 26.387,10 TL KDV ve %20 oranında Kurumlar Vergisi olan 29.319,00 TL gelir olmak üzere toplam 55.706,10 kazanç sağlayacaktır.

            Muhasebe kaydı da şu şekilde olması gerekir.

---------------------31/12/2017----------------------

131 ORTAKLAR HESABI                                              172.982,10-                                                   

                          642- FAİZ GELİRLERİ HESABI                                        146.595,00-

                          391- HESABLANAN KDV HESABI                                    26.387,10-

-------------------------------         -----------------------------

            APA AŞ. Genel kurulu toplanarak şirket ortaklardan alacağı olan 1.465.950,00 TL karşılığında Şirket karlarından, Kar dağıtımı kararı alıp bu tutardan da %15 oranında stopaj ödeyerek ortaklar hesabındaki bakiyeyi kapatabilir. Bu durumda da şirket karından brüt 1.724.647,10 TL dağıtım kararı alıp 258.697,10 TL stopaj ödenmesi gerekmektedir.

            Ancak APA AŞ. Yönetim kurulu, Genel kurul yaparak bu işlemlerin hepsinin şirkete vergi maliyetine soktuğunu ve ülkemizde iki yılda bir vergi affı çıktığını dile getirerek devletin çıkarmış olduğu ortaklar hesabındaki tutarın gerçek değil kayıt dışı işlemlerden kaynaklandığını bu sorundan kurtulmak için 7143 sayılı yasanın 6. ıncı maddesinde yararlanılması durumunda hem 5520 Sayılı kurumlar vergisi açısından hem de  3065 Sayılı yasa kapsamında ödenmesi gereken vergilerden daha az vergi ödeyeceğimizi ve ödediğimiz %10 oranındaki KDV vergisini de ihracatta yüklenilen KDV olarak iade alınabileceğini anlatmaktadır.

            Bununla ilgili vergi affı tebliğindeki paragraf ise şöyledir;

            Bu çerçevede, 7143 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinden faydalanarak, kayıtlarda yer almayan emtia dolayısıyla hesapladıkları KDV’yi Tebliğin (VI/A-4) bölümünde belirtildiği şekilde beyan edip ödeyen ve bu vergiyi indirim hesaplarına intikal ettiren mükellefler tarafından, beyana konu emtianın, 3065 sayılı Kanun uygulamasında iade hakkı tanınan işlemlerde kullanılması durumunda, beyan edilerek ödenen ve indirim hesaplarına alınan söz konusu verginin yüklenilen verginin hesabında dikkate alınması ve dolayısıyla iade konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

            Beyan Edilen Kıymetlerin Kayıtlara intikali Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, aktiflerine intikal ettirdikleri emtia için ayrı; makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere pasifte karşılık hesabı açacaktır. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde, sermayenin unsuru sayılacak ve vergilendirilmeyecektir. Öte yandan, makine, teçhizat ve demirbaşlar ayrıca envantere kaydedilecek ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman olarak kabul edilecektir. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise beyan ettikleri emtiayı defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydedeceklerdir. Örneğe devam edecek olursak;

            Şirket yönetimi Şirket kayıtlarında olmayan emtia için hammadde olarak stok beyanında bulunmuş ve envanterine piyasadan hammaddeyi kaç liraya temin ediyorlarsa o fiyattan yazarak 1.500.000,00 TL değerinde stok affından yararlanmışlardır. Beyanda bulunulan ürünün KDV oranı % 18 dir. Bunun Karşılığında 150.000,00 TL Vergi ödemiştir. Beyanda bulunulan ürünün miktarı ise 10.000 ton dur. Ancak şirketin gerçekte böyle bir stoku yoktur.

            Şirket emtia affı kapsamındaki muhasebe kaydı aşağıdaki gibi yapmıştır.

--------------------- -----30/08/2018-------------------------

150- HAMMADDE HS                                                    1.500.000,00 TL

191- İNDİRİLECEK KDV HS                                            150.000,00 TL

                        360-ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR                                  150.000,00 TL

                        570-7143 SAYILI YASA STOK AFFI HESABI                   1.500.000,00 TL

---------------------------------     ----------------------------

Ortaklara dağıtıldığındaki kayıt;

--------------------- -----30/08/2018-------------------------

570-7143 SAYILI YASA STOK AFFI HESABI                   1.500.000,00 TL

                        131-ORTAKLARDAN ALACAKLAR HESABI                   1.500.000,00 TL

-------------------------------       ------------------------------

            Burada kanunun Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde, sermayenin unsuru sayılacak ve vergilendirilmeyecektir.Hükmüne göre işlem yapılmaktadır. Şirket beyanda bulunduğu Katma değer vergisini reel anlamda İndirim konusu yaptığı için ödememiştir. Şirket ortaklar hesabındaki gerçek olmayan ve adatlandırma yaparak ödeyeceği vergiden de kurtulmuştur. Burada Devlet açısından herhangi bir gelir reel anlamda söz konusu değildir. Dahası Şirket beyan etmiş olduğu gerçekte de söz konusu olmayan stok'u fire olarak göstermekte ve ödemesi gereken kurumlar vergisini de ödemekten kaçınmaktadır.Çünkü şirket resmi kurumların belirlemiş olduğu fire oranından düşük oranda bir fire sağlamakta ve karını maksimize etmekte idi. Şimdi ise fire oranını resmi oranda göstererek yıllık 1.500.000,00 TL kurumlar vergisi matrahından düşmekte ve yapılan bütün işlemler kanun ve yasalara uygun görülmektedir.

            Şirketin 2018 takvim yılında 100.000 ton üretim sağladığını ve bunun %30 unun fire olduğunu varsayarsak şirket stok affından önce %20 fire verirken bu oran stok affı ile %30 çıkmakta ve stok olarak kayıtlara giren 1.500.000,00 TL kurumlar vergisinden düşülmektedir.

            Bu da devlete 300.000,00 TL kurumlar vergisi kaybına adatlandırmadan dolayı ödemesi gereken KDV den ve ödenmesi gereken Kurumlar vergisinden ve ortaklar hesabının düzeltilmesi karşılığında tahsil edilecek vergi yönünde kaybı olmaktadır.

            Şirket Açısından ise hem Ortalardan Alacaklar hesabından kurtulmakta ve yine aynı kanunun ortaklar hesabının düzeltilmesi ile ilgili vergi affı hükmünden hemde adatlandırma sonucu çıkacak vergilerden kurtulmakta ve ortaklar hesabının kartopu gibi büyümesi engellenmektedir. Ayrıca şirketin gelecek dönem kurumlar vergisinden Fire oranının yüksek gösterilmesi ile daha az vergi ödemesi sağlamaktadır.

            E -ANAYASANIN 73. MADDESİNE GÖRE VERGİ ÖDEVİ;

Anayasanın 73. maddesine göre;

            Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.

            Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.

            Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir. denilmektedir.

            Anayasanın 73.maddesindeki bu düzenlemeden çıkarabileceğimiz temel ilkeler:Genellik ve eşitlik ilkesi,mali güce göre vergileme ilkesi ve de yasallık ilkesidir. Şimdi bu ilkeleri kısaca anlatarak 73.maddedeki düzenlemenin çerçevesini daha kolay çizebiliriz.

            GENELLİK VE EŞİTLİK İLKELERİ: Anayasanın 73.maddesinin 1.fıkrasına göre: Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere,mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür?.
            Genellik ilkesi,toplumda yaşayan ve vergi mükellefi olma konusunda şartları taşıyan herkesin mükellef olarak vergiyi ödeme zorunluluğunun olmasıdır. Aynı şartları taşıyan kişilere aynı şekilde muamele yapılması ise eşitlik ilkesini ifade eder. Ancak bu ilkeler,belirli coğrafi sınırlar içinde geçerlidir. Belli bir bölgede yaşayanlardan alınacak vergi söz konusu olduğu zaman,bu vergiye katlanmakla yükümlü olanlar,sadece o bölgedeki mükelleflerdir. Sınırın dışına çıkılıp,herkesten alınamaz. Aksinin kabulü vergide adalet ilkesine de ters düşer.

            Mali güce göre vergilendirme ise,verginin kişilerin ekonomik ve kişisel durumlarına göre alınmasıdır. Bu ilke,mali gücü fazla olanın,mali gücü az olana oranla daha fazla vergi ödemesi gereğini belirler. Mali gücün tanımı Anayasada bulunmamakla birlikte,genellikle ödeme gücü anlamında kullanılmakta,kamu maliyesi yönünden ise gelir,servet ve harcamalar mali gücün göstergeleridir. Verginin mali güce göre alınması aynı zamanda vergide eşitlik ilkesinin uygulama aracıdır.

            Vergide eşitlik ilkesi,yükümlülerin vergi ödeme güçleri dikkate alınmak suretiyle vergilendirmenin yapılmasını öngörür. Başka bir deyişle, kişilerin genel vergi yüküne kendi ödeme güçlerine göre katılmalarıdır .Vergide eşitlik ilkesi, mali gücü aynı olanların aynı, mali gücü farklı olanların ise ayrı oranda vergilendirilmesidir.

            MALİ GÜCE GÖRE VERGİ ÖDEME İLKESİ: Anayasa'nın 73.maddesinin ilk fıkrasındaki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere; Herkes ödeme gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Hükmünden bu ilkenin genellik ve eşitlik ilkeleri ile koordineli bir biçimde uygulanması gerektiği sonucunu çıkartmaktayız.

            Anayasamız, T.C. Devleti'nin bir sosyal hukuk devleti olduğunu benimseyerek, bu hükmün değiştirilemeyeceğini kesin bir biçimde açıklamıştır. Sosyal bir devlette fertleri koruyup, insanca yaşamaları için her türlü tedbiri almakla yükümlü olan devletin,vergi toplama alnında da bu esasa göre davranması gereğini ifade eden yasa hükmünden vergide adaleti sağlama amacı taşıdığı rahatlıkla söylenebilir. Kamu maliyesi açısından gelir, servet ve harcama,kişilerin mali güçlerinin saptanmasında ölçüt olarak kabul edilmişlerdir.

            Çeşitli vergiler açısından, kişilerin mali güçlerine göre vergi ödemesi esasına dayanarak, buna göre vergi toplayabilmeleri için uygulanacak olan yöntemler yasalarda açıkça belirtilmiş ve bu bağlamda muafiyetler, istisnalar gibi bazı ayırt edici özelliklere de yer verilmiştir.

            YASALLIK İLKESİ: Anayasanın 73. Maddesinin vergi hukuk yönünden en önemli fıkrası olan 3.fıkrasına göre: Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.Yasallık ilkesi hukuk devletinde tüm alanlarda yasaların kabul ettiği bir ilkedir. Hangi alanda olursa olsun, suç ve cezaların ve tüm düzenlemelerin ayrıntılı bir biçimde belirgin olarak tespit edilmesi gerekir. Zira kanunu bilmemek mazeret sayılmaz.

            Yasallık ilkesinin bir diğer ayağını ise vergilerin konulmasında olduğu kadar değiştirilmesinde ve kaldırılmasında da erkler ayrılığı çerçevesinde yasama meclisinin yetkili olmasıdır. Verginin temeli,yasalara dayanır. Ancak yasada belirtilmiş işlemler için yasada mükellef olarak gösterilen kişilerden vergi toplanması mümkün olabilir. Çünkü vergi hukukunda kıyas yasağı vardır. Vergi hukukunda kıyas yasağına aykırı bir işlem,sadece verginin yasallığı ilkesini değil aynı zamanda hukuk devletini de zedeleyen bir işlem olarak düşünülür.

            Yasallık çerçevesinde kabul edilmiş olan çok önemli bir ilke de vergi yasalarının geriye yürümezliğidir. Vergi yasaları ancak o dönemle ilgili olarak uygulama alanı bulabilirler; çünkü mükellefler tüm işlemlerini o anda yürürlükte olan kanuna göre yaparlar. Bunun aksinin kabulü demek, geçmişte yürürlükte olmayan bir yasaya göre işlem yapılması, hukuk devletine olan güvenin bozulmasına yol açacağı gibi ekonomik istikrarın da bozulması kaçınılmaz olacaktır.

            F- SONUÇ

            7143 Sayılı kanunun 6.ıncı maddesinde belirtilen işletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda gözükmeyen emtianın, kayıtların düzeltilmesi için getirilen madde kanuni ve mantıki olarak yazdıklarımın gerçekliğini yansıtmasa da uygulama alanında yaşananlar bundan ibarettir. Bu maddenin imalat işi ile uğraşan Şirketler için çok büyük bir fırsat olup, devlet açısından da kayıp olduğunu, Anayasanın 73. maddesine aykırı olduğunu belirtebiliriz. Neden kanun maddesinde de belirtildiği gibi bu mallar için 3065 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin (2) numaralı fıkrası  hükmü uygulanmaz. 7143 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinden faydalanarak, kayıtlarda yer almayan emtia dolayısıyla hesapladıkları KDV’yi Tebliğin (VI/A-4) bölümünde belirtildiği şekilde beyan edip ödeyen ve bu vergiyi indirim hesaplarına intikal ettiren mükellefler tarafından, beyana konu emtianın, 3065 sayılı Kanun uygulamasında iade hakkı tanınan işlemlerde kullanılması durumunda, beyan edilerek ödenen ve indirim hesaplarına alınan söz konusu verginin yüklenilen verginin hesabında dikkate alınması ve dolayısıyla iade konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Beyan Edilen Kıymetlerin Kayıtlara intikali Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, aktiflerine intikal ettirdikleri emtia için ayrı; makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere pasifte karşılık hesabı açacaktır. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde, sermayenin unsuru sayılacak ve vergilendirilmeyecektir. Bütün bunların sonucunda şirket kayıt dışı çalıştığı için mükafatlandırılmaktadır. Benim tavsiyem  vergi Affı kapsamında değerlendirilme yaparken yukarıdaki örnek uygulamanın dikkate alınması ve Anayasanın 73. maddesine uygun olarak vergi kanunlarının çıkartılmasıdır. 2 yılda bir vergi barışı çıkartılarak Kayıt dışılık özendirilmekte. Vergilendirmede eşitlik ve adalet sağlanmamaktadır.

            KAYNAKÇA

-3065 sayılı KDV Kanunu;

-5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu;

-Bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin 7143 sayılı kanun;

-Bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin 7143 sayılı kanun genel tebliğ;

-Anayasanın 73.maddesi kapsamında verginin yasallığı ilkesinin değerlendirilmesi, http://www.hukukrehberi.net, Av.Gülşen Gedik,

E-posta Girişi
E-Mükellef Girişi