YAKLAŞIM DERGİSİ SAYI 313-VERGİ KANUNUNLARINA GÖRE DEĞERSİZ ALACAKLAR VE ÖZELLİK ARZ EDEN KONULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

VERGİ KANUNUNLARINA GÖRE DEĞERSİZ ALACAKLAR VE ÖZELLİK ARZ EDEN KONULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZÜ

Mükellefler kredili olarak sattıkları mal veya hizmet bedelini hasılat kaydetmek suretiyle vergi matrahını dahil ederken bu alacaklarını tahsil etmeleri çeşitli nedenlerle imkansız hale gelebilir. Tahsili imkansız hale gelen bir alacağın vergisinin alınması ise ticari işletme sahipleri açısından zarar ettikleri bir faaliyetten vergi alınması anlamına gelir. İşte bu durumlarda mükelleflerin zararını dikkate almak amacıyla kanun koyucu tahsiline imkan kalmayan alacakların zarar yazılması sureti ile vergi matrahından çıkartılmasını benimsemiştir. Ancak bu şekilde zarar yazılacak alacaklar mükellefin takdirine bırakılmamış bazı kriterler bağlanmıştır. Bunlarda 213 Sayılı VUK  da yer alan Alacaklarda Ve Sermayede Amortisman başlıklı bölümde düzenlenen Değersiz Alacaklar, Şüpheli alacaklar ve  vazgeçilen alacaklar müesseseleri düzenlenmiştir. Bugünkü konumuzda değersiz alacaklar ve şüpheli ticari alacakların değerlenmesi ve özellik arz eden konuların değerlemesi yapılacaktır.

1-GİRİŞ

Ticari ve zirai kazançta elde etme tahakkuk esasına bağlanmıştır. Tahakkuk esasında hasılat ve giderlerin mahiyet ve tutar itibari ile kesinleşmesi yeterli olup; ödemenin veya tahsilatların yapılıp yapılmamasının önemi yoktur. Bir hasılatın matrah artırıcı bir unsur olarak dikkate alınabilmesi için alacak olarak tahakkuk etmesi, bir giderinde matrah azaltıcı bir unsur olarak dikkate alınabilmesi için borç olarak tahakkuk etmesi yeterli bulunmaktadır. Ticari ve zirai kazançta tahakkuk esasının sonucu olarak; işletme bünyesinde satılan mal ve hizmet bedelleri, henüz tahsil edilmeden hasılata intikal ettirilmekte ve matrah oluşumunu olumlu yönde etkilemektedir. Bu nedenle mal ve hizmet satış bedellerinin tahsil edilme ihtimalinin kesin olarak kaybolduğu veya şüpheli hale geldiği anda zarar yazılması esası getirilmiştir.

2-DEĞERSİZ ALACAKLAR

213 Sayılı Vergi susul kanunun 322. Maddesine göre değersiz alacaklar;

Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaktır.

 Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler.

İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükelleflerin bu madde hükmüne giren değersiz alacakları, gider kaydedilmek suretiyle yok edilirler.

Görüldüğü gibi 213 Sayılı Vergi Usul Kanununa göre;

-Kazai( Yargısal) bir hükme;

- Veya kanaat getirici bir belgeye; göre tahsiline imkan kalmayan alacaklar değersiz alacak sayılmaktadır.

Değersiz alacaklar bu niteliğe dönüştükleri tasarruf değerlerini kaybederler ve kayıtlı değerleri ile zarar geçirilerek yok edilirler.

Bir alacağın değersiz sayılabilmesi için hakkında ya bir yargı kararının olması ya da kanaat verici bir vesikanın bulunması gerekir. Alacaklarla ilgili takip sonucunda yargı organlarının verdiği kararlardan alacağın artık tahsiline imkan kalmadığının anlaşılması halinde kazai bir hükmün varlığı kabul edilir. Mesela dava konusu edilen alacak hakkında yargı organları zamanaşımı veya borçlunun gaybubetine karar verilmişse alacağın değersiz hale geldiğinden söz edilir. Ancak gelir idaresi alacağın zamanaşımına uğramış olmasının değersiz hale geldiğini göstermeyeceğini, çünkü zamanaşımını uğramakla eksik borç bir başka ifade ile talep edilen alacak ancak dava edilemeyen borç niteliğinde olduğunu belirtmekte. Yani tahsil imkanının varlığından söz etmektedir.

Kanaat verici belge konusunda şu belgeleri sayabiliriz.

  • Konkordato ilan edildiği durumda alacaklının borçluyu ibra ettiği tutar değersiz alacak sayılmaktadır.
  • - Alacaktan vazgeçildiğine dair yargı tutanakları; Geçici 24 üncü madde uyarınca alacaklı ve borçlunun her türlü muvazaadan ari olarak sulh olmaları ve bu anlaşmayı noterde düzenlemeleri halinde, bu belge alacağın değersiz hale geldiğine ilişkin kanaat verici belge olarak kabul edilecektir. Öte yandan borçlunun bu belgeye istinaden alacaklının tahsilinden vazgeçtiği borcu için Vergi Usul Kanununun 324 üncü maddesinde düzenlenen vazgeçilen alacaklara ilişkin hükme uyacağı tabiidir. Geçici 24 üncü madde, borçlunun malvarlığının en az üçte birini kaybettiği hususunda 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensubunca düzenlenmiş tasdik raporunun kanaat verici vesika olarak kabul edilmesi konusunda Bakanlığımıza yetki vermektedir. Bu hükme istinaden alacaklarını zarar yazacak mükelleflerin Yeminli Mali Müşavir tarafından düzenlenmiş olup borçlunun malvarlığının en az üçte birini kaybettiğini tespit eden raporu alacağın zarar yazıldığı döneme ilişkin beyannameye ek olarak gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı oldukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir. Diğer taraftan miktarı 10 milyar lirayı aşmayan alacaklar; borçlunun malvarlığının en az üçte birini kaybettiğinin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirce düzenlenmiş bir raporla tespiti ve ilgili dönem beyannamesinin bu kişi tarafından imzalanması halinde değersiz alacak olarak gider yazılabilecektir. Bu miktarın altında kalan alacaklar için Yeminli Mali Müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporlarına istinaden de zarar yazılabileceği tabiidir.   
  • Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü veya terekenin borçları karşılayacak mal varlığı olmaması ya da Türk medeni Kanunun 32. İnci ve izleyen maddelerine göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplik kararı ve mirasçılarının da mirası reddediklerine dair sulh hukuk mahkemesince verilmiş bulunan miras red kararı,
  • Borçlunun memleketi terk ve haczi mümkün mal bulunmadığını gösteren belgeler,
  • Borçlu aleyhine alacaklı tarafından açılan davayı borçlunun kazandığına dair mahkeme kararı,
  • Borçlunun dolandırıcılıktan mahkum olması,
  • Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını ve yasal süresi içinde yenileme talebinin bulunulmadığını gösteren icra memurluğu yazısı,
  • Gerek doğuşu gerek vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar,
  • Finansal yeniden yapılandırma çerçeve anlaşmları nedeniyle tahsilinden vazgeçilen alacaklara ilişkin belgeler,
  • Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu tarafından verilen alacağın tahsiline imkan kalmadığını gösteren belgeler;
  • Ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilmiş ve ilgili masa tarafından tasfiyeye tabi tutulmuş bulunan iflas kararına ilişkin belgeler, belirtilebilir.

Bir alacağın değersiz sayılması için bu alacağın mutlaka senede bağlanması gerekmez. Önemli olan alacağın varlığının delillendirilmesi ve değersiz hale geldiğinin de kanaat verici bir belgeye dayandırılması yeterlidir.

 27 Ocak 2000 tarihli ve 4503 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile Vergi Usul Kanununa geçici 24 üncü madde eklenmiştir. Söz konusu madde ile 17 Ağustos 1999 ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde meydana gelen depremlerin etkili olduğu Marmara Bölgesinde faaliyet gösteren kişilerle iktisadi ve ticari ilişkide bulunan mükelleflerin alacaklarının tahsilinde ortaya çıkan imkansızlıkların tevsikiyle ilgili olarak Vergi Usul Kanununun 322 ve 323 üncü maddelerinde belirtilen şartlar bu olaya münhasır olmak üzere hafifletilmektedir. Bir başka ifade ile bu maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde alacağın tahsili amacıyla borçlunun dava edilmesine veya icra yolu ile takibine gerek bulunmamakta ayrıca kanaat verici vesika kavramı genişletilmektedir.

Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacakların belirlenmesinde her bir kişi veya kurum itibariyle alacağın takibi için yapılması gereken avukatlık ücreti, noter ve posta masrafı, yargı harcı gibi giderlerin toplamının dikkate alınması gerekmektedir.

Bu tür alacaklar için depremden zarar gören borçluya yazılan taahhütlü mektubun geri dönmüş olması halinde posta memurunun şerhini gösteren zarfın gerektiğinde ibraz edilmek üzere zamanaşımı süresince saklanması yeterli olup ayrıca ikinci bir yazı gönderilmesine gerek bulunmamaktadır.

Ayrıca borçlunun ikamet ve işyeri mahallinin kullanılamaz durumda olduğunun tespiti halinde bu tür küçük alacaklar için tebligat yoluna gidilmesi gerekmemektedir.

Değersiz alacak uygulaması tarafından mükelleflerin bilanço veya işletme defteri usulüne göre defter tutmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Kanun, işletme hesabında defter tutanların değersiz alacak tutarlarını defterlerinin gider sayfasına kaydedecekleri belirtilmiştir. Bilanço veya işletme usulüne göre defter tutan çiftçilerin de değersiz alacak niteliği kazanan alacaklarını zarar kaydetmeleri mümkündür.

Serbest meslek erbabı verdiği hizmetin veya yaptığı işin bedelini tahsil etmedikçe gelir kaydetmediği için bunların değersiz alacaklardan bahsetmesi söz konusu değildir.

Değersiz hale gelen alacak değersiz hale geldiği dönemde zarar yazılabilir. Tahsil imkanının kalmadığına dair prosedürün başlatılmasının veya hesap dönemi kapandıktan sonra ancak beyanname verme süresi geçmeden tahsil imkanının kalmadığının anlaşıldığı durumlarda da zarar kaydı olayın kesinleştiği hesap döneminde yapılır.

4- DEĞERSİZ ALACAKLARLA İLGİLİ ÖZELLİK ARZ EDEN DURUMLAR

A)ACİZ VESİKALARI:

İcra ve İflas Kanunu’un 143.üncü maddesinde düzenlenmiş olan aciz vesikası, malların paraya çevrilebilmesi konusunda, alacaklarının tamamının ödenmeyen alacaklılara icra dairesi tarafından verilen ve alacağın ödenmemiş olan miktarını gösteren belgedir. Aciz vesikası, alacaklıların değersiz hale geldiğini gösteren belge değil, alacağının tahsil edilmeyen kısmını gösteren borçlunun ileride ödeme gücüne sahip olduğunda doğrudan takip yaptırarak alacağını tahsil edebileceğini gösteren bir belgedir. Aciz vesikasında, alacaklı ve borçluya ait adres ve kimlik bilgilerinin yanı sıra, yapılan takibin çeşidi, paylaştırma işleminin sonucu, alacağın miktarı ve aciz vesikasının ne miktar alacak için geçerli olduğu bilgilerine yer verilir.

Aciz vesikasının alacaklıya verilmesi durumunda alacak son bulmadığı gibi aksine söz konusu alacak borçluya karşı kuvvetlendirilmiş bir şekilde mevcudiyetini korur. Bu itibarla aciz vesikasını bağlanmış olan bir alacağın değersiz alacak olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Danıştay 4. Dairesinin 02/12/1974 Tarih E. No:1673/6440 K. No1974/4160 sayılı kararı ve Danıştay 3. Dairesinin 15/05/1996 tarih ve E. No:1995/354 K.No1996/1775 sayılı kararları bu yöndedir. Aciz vesikasına bağlı alacak değersiz alacak değil de şüpheli alacak karşılığı olarak gider hesaplarına intikal ettirilebilir.

B ) KONKORDATO İLANI

İçra ve İflas kanunun 285-309 uncu maddeleri arasında açıklanan konkordato, dürüst olan borçlunun alacaklılar ile anlaşarak iflastan kurtulması ve faaliyetine devam etmesi amacıyla düzenlenmiş bir müessesedir. Konkordato, alacaklıların asgari 2/3 çoğunlukla kabul ettiği ve kabul etmeyen diğer alacaklıları da bağlayan, alacaklıların alacağının belli bir yüzdesinden vazgeçtiklerini veya borçluya yeni bir vade tanıdıklarını gösteren bir anlaşmadır. Cebri bir anlaşma olan konkordato, ticaret mahkemesinin tasdiki ile hüküm ifade eder.

Konkordato hükümlerinden yararlanmak isteyen herhangi bir borçlu icra mahkemesine gerekçeli bir dilekçe ve bir konkordato projesi verir. B u proje ayrıntılı bir bilanço gelir tablosu ve defter tutmaya mecbur şahıslarda defterin durumunu gösteren bir cetvel eklerler.

İflas talebinde bulunabilecek her alacaklı gerekçeli bir dilekçe ile icra mahkemesinden borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.

Alacaklının kendi isteği ile tahsilinden vazgeçtiği alacaklar için yapılan konkordatoya tenzilat konkordatosu,  alacaklıların borçluya yeni bir vade tanıdıkları ve veya borçları takside bağladıkları konkordatoya ise vade konkordatosu adı verilmektedir.

Alacaklının kendi isteği ile tahsilinden vazgeçtiği alacaklar borçlu yönünden vazgeçilen, alacaklı yönünden ise değersiz alacak olarak değerlendirilir. Bu sebeple söz konusu alacaklar VUK nun 322. Maddesine göre alacaklı açısından değersiz alacak olduğu için gider olarak gösterilebilirler. Bu nedenle konkordato nedeniyle ibra edilen alacak değersiz alacak kabul edilir. Danıştay 4. Dairesinin 21/10/1985 Tarih E.No:1982/6564, K.No:1986/2643 sayılı kararı bu yöndedir. Vade konkordatoda ise borçluya ödeme zamanı konusunda yeni bir imkan tanınmasını olduğu için alacaktan vazgeçilmediğini göstermediğinden bu anlaşmaya bağlı olarak herhangi bir alacak tutarı değersiz alacak olarak değerlendirilemez.

C) DEĞERSİZ ALACAKLARIN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ

Değersiz alacaklar Tek Düzen Hesap Planın da 659 -DİĞER OLAĞAN GİDER VE ZARARLAR(-) adlı hesapta takip edilir. Genelde bir alacağın tahsili önce şüpheli, sonra imkansız hale gelir. Şüpheli bir alacağın tahsili önceden karşılık ayrılarak gider kaydedilebilir. Bu alacak değersiz hale gelirse, karşılık hesabı ve şüpheli alacak hesabı borç ve alacak yazılarak kapatılır. Bu işlem ile alacak ve karşılığı alacaklardan çıkartılmış olur. Şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılmış olan değersiz alacaklar ayrıca gider kaydedilmez. Ancak alacak doğrudan değersiz alacak hale gelir ise 659- DİĞER OLAĞAN GİDER VE ZARARLAR(-) hesabına kaydedilerek gider yazılabilir.

Örnek 1: İşletmenin 30.000,00 TL tutarındaki alacağının 30/03/2018 tarihinde dava konusu yapmış ve buna karşılık ayırmıştır. Dava sonucunda 30/11/2018 tarihinde alacağın tahsilinin imkansız olduğu ortaya çıkmıştır. Buna göre muhasebe kayıtları şu şekilde yapılacaktır.

---------------------30/03/2018---------------------------------------

128-ŞÜBHELİ TİCARİ ALACAKLAR HS                                            30.000,00-

                        120-ALICILAR HS                                                                         30.000,00-

Alacağın şüpheli hale gelmesi,

----------------------------------------/-----------------------------------

------------------------30/03/2018-------------------------------------

654- KARŞILIK GİDERLERİ HS                                                       30.000,00-

                        129-ŞÜBHELİ TİCARİ ALACAKLAR  KARŞILIĞI HS                    30.000,00-

Şüpheli alacak için karşılık ayrılması

--------------------------------------/----------------------------------

Karşılık ayrılan alacağın 30/11/2018 tarihinde değersiz alacak haline gelmesi halinde;

-------------------------30/11/2018----------------------------------

129-ŞÜBHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI  HS                    30.000,00-

                        128-ŞÜBHELİ TİCARİ ALACAKLAR HS                                            30.000,00-

-----------------------------------/--------------------------------------

Örnek 2: İşletmenin 30.000,00 TL tutarındaki alacağından borçlu işletmenin konkordato ilan etmesi sonucu 30/11/2018 tarihinde 10.000,00 TL tutarındaki alacağından vazgeçmiştir. Konkordato sözleşmesi, kanaat verici bir belge olması sebebi ile işletmenin 10.000,00 TL tutarındaki alacağı değersiz alacak olarak değerlemeye tabi tutulacaktır.

-----------------------------30/11/2018-----------------------------

659 -DİĞER OLAĞAN GİDER VE ZARARLAR(-)                                    10.0000,00-

                        120-ALICILAR HS                                                                            10.000,00-

Değersiz hale gelen alacağın gider kaydı

----------------------------------/----------------------------------------

5- SONUÇ

Vergi Usul Kanunu'nun 322'nci maddesinde; “Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilirler. İflas talebinde bulunabilecek her alacaklı gerekçeli bir dilekçe ile icra mahkemesinden borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir. Alacaklının kendi isteği ile tahsilinden vazgeçtiği alacaklar için yapılan konkordatoya tenzilat konkordatosu,  alacaklıların borçluya yeni bir vade tanıdıkları ve veya borçları takside bağladıkları konkordatoya ise vade konkordatosu adı verilmektedir. Tenzil konkordatosu alacağın değersiz hale düştüğünü gösterirken vade konkordatosu için bu mümkün değildir. Aciz hala gelmiş alacaklar için de değersiz alacak olarak düşülmesi mümkün değildir ancak şüpheli ticari alacak karşılığı ayrılabilir.

Kaynakça

            -213-Sayılı Vergi Usul Kanunu;

-284 Sıra Numaralı Vergi Usul Tebliği;

-Vergi Ve Muhasebe Uygulamaları- Vergi Baş Müfettişi Mehmet Emin Akyol-YMM Muzaffer Küçük- Yaklaşım Yayıncılık- 2016

-Vergi Dünyası Aralık 2017 Dönem sonu değerleme işlemleri-Maliye Hesap Uzmanları Derneği -2017,

            -YMM Gürol Ürel Güncel Vergi Usul Kanunu uygulaması Turan kitapevi -2007

            -Dr Mehmet Ali ÖZYER- Açıklama Ve Örneklerle Vergi Usul Kanunu Uygulaması- Maliye Hesap Uzmanları Derneği- 2015,

Serbest Muhasebeci Mali Müşavir İbrahim APALI

E-posta Girişi
E-Mükellef Girişi